Frederic Dard – Mezarcılar Da Ölür
Akba Yayınevi
143
Bilinen bir şeydir, kadınlar umumî bir telefon kabinini işgal ettikleri zaman, konuşmaktan bıkmazlar! Pek tabii, bu gibi hallerde dısardaki kimselerin büyük bir sabırla beklemeleri gerekir...
İşte ben de tam on dakikadan beri bir taşra kasabasının postahânesinde sabırla sıramı bekliyor ve arada sırada posta memuru kıza şikâyetçi bakışlar fırlatıyordum. Hele şükür, kabindeki kadın konuşmasını nihayet bitirebildi. Kabinin camları buzluydu. Konuşan kimsenin ne biçim şey olduğunu tâyin edememiş, ancak sesini duyabilmiştim.
Tuhaf değil mi, kadının çarpık çurpuk, çirkin bir şey olacağını sanıyordum! Aldanmışım meğer!
Zira kadın otuz yaşlarında, sarışın ve mavi gözlü güzel mi güzel bir âfetti! O anda, «Hey Allahım!» diye düşündüm. «Böyle bir mahlûk taşrada değil de Paris'te yaşasaydı, kendisinde eksik olan bir şeyi, yâni giyinme zevkine sahip olmadığını görür, dolayısiyle ihmalci olmaz ve böylece bir kat daha güzelleşebilirdi!