Saray koruyucuları, deh demişler, çüş demişler, eşeği bitürlü atlatamayınca padişaha varıp,
-Eşek kulunuz gelmiş, huzura çıkmak ister! demişler.
Eşeği kabul buyuran padişah,
-Ne dilersin ey eşek kulum?.. deyince, eşek de dilediğini bildirmiş.
Padişah, canı burnuna gelip kükremiş:
-İnek eti ile, derisi ile, gübresiyle bu memlekete, bu millete hizmet etti. Katır dersen savaşta, barışta yük taşıdı, bu vatana hizmet etti. A eşek, ya sen ne iş gördün ki, bir de kalkmış eşekliğine bakmadan nişan istersin?.. Utanmadan bir de karşıma gelmişsin. Söyle, ne halt ettin?
O zaman eşek keyfinden sırıtarak,
-Aman padişahım efendim, demiş, size en büyük hizmeti eşek kullarınız yapmıştır. Eğer benim gibi binlerce eşek kulun olmasaydı, sen hiç taht üzerinde oturabilir, saltanat sürebilir miydin? Dua et biz eşek kullarına. Bizim gibi eşekler sayesinde, sen de böyle saltanat sürüyorsun.