Sevan Nişanyan tarafından kaleme alınan raporda Cumhuriyet tarihi boyunca, farklı dönemlerde Türkiye hükümetlerinin yer isimlerini değiştirirken izlemiş olduğu siyaset ve bu siyasetin dayandığı ideolojik arka plan yer almaktadır. Ayrıca, uygulanan politikalar arasındaki farklılıklar ve benzerlikler ve hükümetlerin yer isimleri ile politikaları ile azınlıklar, Kürt sorunu ve diğer kültürel konulardaki politikaları arasındaki ilişki ortaya konmuştur. Raporda bölgelere göre farklılık gösteren yer ismi değiştirme siyasetinin bugünün Türkiye siyasi coğrafyası ile ilişkisi de irdelenmektedir.
Erich Fromm – Kendini Savunan İnsan
Say Yayınları
239
Yüzyılımızın ünlü düşünürü Erich Fromm, bu yapıtında insanın yaşamdaki temel ödevinin "kendi kendisini oluşturmak", yani gizil güç olarak ne ise o hale gelmek olduğunu savunuyor. Fromm'a göre, insanı anlamak, onu sanki kendimiz bir Tanrı ya da ondan çok üstün bir yeri olan bir yargıçmışız gibi suçlamamak anlamına gelir. Çünkü, "iyi" ve "kötü" ne düzenekseldir ne de önceden yazgılanmıştır. Ahlak felsefesi alanında seçme ve karar, insana; onun kendisini, yaşamını ve mutluluğunu önemle ele almasına; kendisinin ve toplumunun ahlaksal sorunlarıyla yüzyüze gelebilmek yiğitliğini gösterip kendisini savunabilmesine dayanmaktadır.
Erich Fromm – Umut Devrimi
Payel Yayınevi
171
Erich Fromm – İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri 2
Payel Yayınevi
319
İnsandaki yıkıcılığı, şiddeti, acımasızlığı, avcı ve yiyecek toplayıcı küçük toplulukları oluşturarak yaşayan tarihöncesi insandan, günümüzün "uygar" insanına dek çok geniş bir süreç içinde ele alan Fromm, kitabının bu ikinci ve son cildinde tarihe kanlı yıkıcılıklarıyla geçmiş bazı yöneticilerin kişilik çözümlemelerini yapmaktadır. Fromm, bu büyük hacimli çalışmasında, şiddet olaylarını ele alırken, herkesin yaşam sevgisiyle dolu olduğu, her türlü şiddetin, baskının ortadan kalktığı, kimsenin kimseyi tehdit etmediği bir dünyanın kurulabilmesi için nasıl bir tutum takınmamız gerektiğini de göstermektedir. Ne baskı yapanın ne de baskı görenin olmaması için "insanı yanılsamalarının zincirlerinden" kurtarmanız gerektiğini ve bunun için de yalnızca "ekonomik ve siyasal yapımızda değil, değerlerimizde, insanın amaçlarına ilişkin anlayışımızda ve kişisel tutumumuzda da köklü değişikliklerin" olmasının zorunlu olduğunu göstermeye çalışmaktadır.