İsmail Beşikçi – Bilim- Resmi İdeoloji Devlet-Demokrasi ve Kürt Sorunu

e-kitap indir
Bilim- Resmi İdeoloji Devlet-Demokrasi ve Kürt Sorunu Kitap Kapağı Bilim- Resmi İdeoloji Devlet-Demokrasi ve Kürt Sorunu
İsmail Beşikçi
İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları
272

Bilimsel yöntem; tarih bilincini olgulardan hareket ederek somut gerçeği esas alır ve tahlil eder. Resmi ideoloji tarihi ve olguları tahrif eder, bilim yöntemi ile olguları tartışanlara cezai yaptırımlar uygular.

Bilimsel düşünce, yaşananları bilimin kavramlarıyla ortaya çıkarmayı esas alır. Bu açıdan; Ermeni, Pontus, Êzdi ve Süryani, Alevi ve Kürd jenosidini, Rum sürgününü, bu halkların variyetinin Türk devlet hazinesine nasıl aktarıldığını özgürce tartışır.

Resmi ideoloji ise olgulardan hareket etmez, inkâr eder, ırkçı şoven Türk görüşünü oluşturmayı hedefler, inandırıcı olamadığı için şiddetle bastırmayı esas alır.

Bilim yönteminde; duygusallık değil gerçekçilik, niyetler değil olgular esastır ve bundan taviz vermez. Resmi ideoloji ise çifte standartlı düşünceler ve davranışlar üretir, duygusal tepkilerin kurumlaşmasına neden olur.

Bilim kuşkucudur, eleştiriye ve gelişmeye açıktır. Resmi ideoloji “mevzuat”lar ile hareket eder, kabulü esas alır, “Türk ulusal duygularının zayıflatılmaması, incitilmemesi ve TC. Devleti’nin ‘itibarı” sloganları uğruna, olgulara erişmeye, eleştirilere, değişime kendini kapatır, şiddetle karşısında durur.

Bilim yöntemi; düşünce, ifade ve akademik tartışmaların özgür bir zeminde gelişmesi ve işlemesine sınırsız açıktır. Bunun için karşısına çıkan resmi ideoloji ile mücadele etmek, düşünce hayatına bilimi egemen kılmak için çaba sarf eder.

Eleştiri kavramının geniş kapsamıyla kullanıldığı açıktır. Siyasal ve toplumsal eleştiriyi kuşkusuz içermektedir. Eleştiri bilimsel düşüncenin vazgeçilmez bir öğesidir. Örneğin, ‘Türkiyede Kürd adıyla bilinen bir ulusun, Kürdçe adıyla bilinen bir dilin olmadığı’, çok uzun yıllar, bilinçle, kararlılıkla ve ısrarla savunulmuştur.

Devlet, resmi ideolojiyi hâkim kılmak üzere; kamu yönetimini, eğitim kurumlarını, sendikalar, siyasal partiler, basın, radyo, TV, sinema, tiyatro gibi kitle haberleşme araçlarını en etkili ve yaygın bir biçimde kullanarak bu düşünceyi yaygınlaştırmaya ve topluma benimsetmeye çalışmaktadır. Devlet, ideolojik baskı araçlarını hep bu yönde kullanır.

Türkiyede resmi ideoloji böylesine kurumlaşmıştır. Bu kurumlaşma bilimin üretilmesinin önündeki en büyük engeldir. Bu engeli aşmanın biricik yolu, bilimin resmi ideolojiyi eleştirebilmesidir.

Resmi ideolojiyi eleştiremediği sürece bilimin gelişmesi ve saygınlık kazanmasının olasılığı yoktur.

Bilim ve resmi ideoloji ilişkisinde görülen sorunlar sadece, Türkiyede karşılaşılan sorunlar değildir. İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Gana, Güney Afrika, Şili... gibi ülkelerde ve Doğu Bloğu ülkelerinde de resmi ideoloji vardır. Bilim-resmi ideoloji ilişkileri, oralarda da sorunludur. Resmi ideoloji oralarda da bilimin serbestçe gelişmesini engellemektedir.

Kürdistan sorunu söz konusu olduğu zaman, mahkemeler bilimsel gerçeği değil, ideolojik gerçeği esas alarak yargılama yaparlar.

Kitabın kritik edilmesi dileğiyle!


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Stefanos Yerasimos – Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye 1

e-kitap indir
Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye 1: Bizans'tan Tanzimat'a Kitap Kapağı Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye 1: Bizans'tan Tanzimat'a
Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye Serisi
Stefanos Yerasimos
Belge Yayınları
542

Stefanos Yerasimos İstanbul'da doğdu. İlk, orta ve yüksek öğretimini burada tamamlayan yazar halen Paris Üniversitesi'nde ders verdi. 1994-99 yılları arasında İstanbul'daki Fransız-Anadolu Araştırmaları Enstitüsü başkanlığında bulundu. Osmanlı-Türk toplumuyla Batı toplumları Batı toplumları arasında ilişkilerin karmaşık mekznizmasını göz önüne sermeyi amaçlayan bu eserde, Türkiye'nin azgelişmişlik diye nitelendirilen bugünkü durumuyla sonuçlanan evrim süreci, Türk toplumunu oluşturan unsurların mücadelesinden doğan iç dinamiği ve bu toplumun öteki sosyo-ekonomik sistemlerle ilişkisinin etki-tepkileri içinde gözlemlenmektedir. Bu açıdan bakılınca Türk toplumunun evrimi kimi zaman iç dinamiğin, kimi zamansa dış dinamiğin ön plana çıktığı bir süreç olrak görülür. Bumlardan ilki, yeni üretim biçimlerine doğru evrimleşme amacını güderken çok kere yoluna çıkan setlere çarpar kalır. İkincisiyse egemenlik altına alıcı toplumların yararına işleyen "azgelişmiş" üretim biçimleriyle sonuçlanır. Türk toplumuyla Batı toplumları arasında emperyalist ilişkileri doğuran bu süreç, bin yıldan daha gerilere uzanan bir olgunun ifadesidir. Bu yüzden de Türk toplumunun şimdiki durumunu ve gelecekteki evrim imkanlarını kavrayabilmek için bu olgunun bütününü tanımak gerekir. Üç ciltte tamamlanan ve Türkiye üzerine yapılan en geniş araştırma olarak kabul edilen bu çalışma bu konudaki görüşleri zenginleştirdi.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Sevan Nişanyan – Sözlerin Soyağacı

e-kitap indir
Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü Kitap Kapağı Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü
Sevan Nişanyan
Everest Yayınları

Sözlerin Soyağacı, çağdaş Türkçenin etimolojisi konusunda bugüne kadar yapılmış en kapsamlı ve sistematik çalışmadır. Günümüz Türkçesinde kullanılan 13.000'den fazla kelimenin kökeni titizlikle araştırılmış ve tutarlı bir leksikolojik anlayışla okura sunulmuştur. Her kelimenin Türkçe metinlerde kayda geçtiği en erken tarih, yıl veya yüzyıl olarak belgelenmiştir. Yabancı dillerden alınmış olan kelimelerin o dildeki kökleri en eski yazılı kaynaklara dek izlenmiştir. Yüzlerce kelimeye ilişkin yaygın yanlış inançlar düzeltilmiştir. Türk sözlükçülüğünde yüz yıldan beri kendini duyuran bir eksiğin giderilmesi yönünde bu eserin önemli bir adım olduğuna inanıyoruz.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Erich Fromm – Özgürlükte Kaçış

e-kitap indir
Özgürlükte Kaçış Kitap Kapağı Özgürlükte Kaçış
Erich Fromm
Payel Yayınevi
234

Çağdaş insan için özgürlüğün anlamı nedir? İnsan neden kendi özgürlüğünü diktatörlerin eline bırakmakta ve bir robot gibi yaşamaya razı olmaktadır? Özgürlüğüne sahip çıkamayan insan, biyolojik olarak bir canlı olmasına karşın, ruhsal açıdan bir robot gibidir. Zihinsel ve coşkusal yetenekleri körelmiştir, canlı değildir artık. Yeni ve kalıcı hiçbir şey üretmez. Yaşama karşı tam bir açlık içinde olmasına karşın uzak durur ondan, kaçar. Çünkü davranışları ve kararları kendisine ait değildir. Onu, dışındaki güçler yönlendirmektedir. Hoşnutluk ve iyimserlik maskesinin altında mutsuz ve endişeli bir insan gizlidir. Çağdaş toplumlarda birey, kendi yazgısıyla başbaşa bırakılmamakta bu da kendisine korku ve güçsüzlükten başka bir şey getirmemektedir. Kendini içinde yaşadığı dünyadan ve toplumdan soyutlamış duran bireyler gittikçe çaresizleşerek yeni diktatörlüklere, totaliter yönetimlere verimli bir zemin oluşturmaktadırlar. İşte Dr. Fromm, bu çok önemli konuyu bilimsel yöntemlerle inceleyerek, herkesin anlayacağı bir dille gözler önüne sermektedir.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir