Sibel İnceoğlu – Ölme Hakkı

e-kitap indir
Ölme Hakkı Kitap Kapağı Ölme Hakkı
Sibel İnceoğlu
Ayrıntı Yayınları
265

Sibel İnceoğlu, Ölme Hakkı adlı çarpıcı kitabında yaşama hakkına yüklenen dini ve ahlaki değerleri tartışmaya açarak yirminci yüzyılın yükselen değeri özerkliğin, yaşama hakkını sınırlayan bir hak olup olamayacağını sorgulamaktadır. Dini bakış açısı "yaşamın kutsallığından", klasik laik bakış açısı "yaşamın dokunulmazlığından" söz ederek yaşama hakkından kişinin kendi iradesi ile vazgeçmesini reddederler. Kişinin yaşamına özgür iradesi ile son verebileceğini savunan tez ise "yaşamın niteliği"ni temel alır; bu teze göre, yaşam, katlanılmaz hale geldiğinde terk edilebilecek bir şeydir. Tıp bilimi ve kullandığı teknoloji modern insana yaşamı uzatabilme olanaklarını sunmuştur, fakat diğer yandan bazı durumlarda ölüm uzun ve acılı bir bekleyiş haline gelmiştir. Bu tür olaylarda, hasta, yaşamının bu son bölümünde dayanılmaz acılara katlanmak zorunda kalmakta, yakınlarının ya da hastane personelinin bakımına muhtaç olmakta, zevk aldığı şeyleri yapamaz hale gelmekte ve yaşamına anlam kazandıran hemen her şeyden mahrum olmaktadır. Bu ölümü bekleyiş sürecine hastanın müdahale etme, diğer bir değişle kendi kaderi veya ölümünü belirleme hakkının olup olmadığı son otuz yıldır Batı'nın gündeminde yer alan bir tartışma konusudur. İnceoğlu'nun kitabı bu tartışmayı Türkiye'ye taşımakta, hem yaşam ve ölüme ilişkin etik değerlerdeki hem de ötenaziye ilişkin normatif alandaki değişimi Türk okuyucusuna sunmaktadır.Bugün dokunulmaz olarak kabul ettiğimiz yaşam, kişinin kendisi tarafından terk edilebilir mi? Kişi, pek çok alanda sahip olduğu ya da sahip olmam için mücadele verdiği özgürlük ve haklarına, yaşam kalitesinin çok düştüğü, acı çektiği, tıbbın olanaklarının tükendiği bir noktada ölme hakkını neden ekleyememektedir? Yaşam, dini ve toplumsal bir değerden çok, kişinin özerk bir biçimde karar vermesi gereken bir konu değil midir? Kişinin kendi bedeni ve yaşamı üzerine ne kadar özerkliği vardır? Belli bazı hastalıklarda hasta tedaviye devam etmek zorunda mıdır? Yaşamı uzatmayı sağlayan solunum yada beslenme araçları gibi yaşam destekleyici araçlar devreden çıkarılabilir mi? Hasta ölümün kendiliğinden gerçekleşmesini beklemeksizin öldürülmeyi talep edebilir mi ya da kendisi bilinçsiz durumda ise yaşamının sonuna ilişkin bu kararı başkaları verebilir mi? Yazar, tüm bu sorulara kişisel özerklik ekseninde cevap aramaktadır.Batı'da bazı ülkelerde kabul edilen ötenazi uygulamalarını da örnekleyen ve tanıtan Ölme Hakkı adlı bu kitabın, okuyucuya farklı bir bakış açısı sunacağını, onu yaşam ve ölüm üzerine yeniden düşündüreceğini umuyoruz.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Afşar Timuçin – Descartes Felsefesine Giriş

e-kitap indir
Descartes Felsefesine Giriş Kitap Kapağı Descartes Felsefesine Giriş
Afşar Timuçin
Bulut Yayınları
135

Fransız edebiyatı tarihi kitaplarından biri Descartes'ı tanıtmaya şu sözlerle başlar: "Descartes insanlardan uzakta yaşadı, çağında hiçbir yapıt onun yapıtından etkilenmedi. Ama çağının temel özellikleri onda bütün arılığıyla yansımıştır: Çağının bilincidir sanki o".Descartes'ın insanlardan uzak yaşadığı biraz tartışma götürür. O gerçek bir filozof için gerekli olan yalnızlığın koşullarını sağlamaya çalışırken, her zaman insanlarla içiçe oldu ve insanlığın sorunlarını derinden derine yaşadı. Bunun için dünyadan kaçmayı değil de dünyada olmayı, dünyayı yakından gözlemlemeyi yeğledi.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Jack Goody – Yaban Aklın Evcilleştirilmesi

e-kitap indir
Yaban Aklın Evcilleştirilmesi Kitap Kapağı Yaban Aklın Evcilleştirilmesi
Jack Goody
Pinhan Yayıncılık
240

Claude Levi-Strauss'un ünlü yapıtı Yaban Düşünce Batı dünyasında büyük yankılar uyandırmış bir çalışmadır ve çağdaş düşüncenin klasikleri arasında yer alır. İlkel olarak adlandırılan toplumların sınıflandırma ve adlandırma biçimlerini yapısalcı bir analizle değerlendirip, ele aldığı kültürlerin zenginliklerini gözler önüne sererek ilkel denilen toplumlarla gelişmiş toplumlar arasındaki derin yakınlığı vurgulayan bu çalışma ortaya birçok soru atıyordu; bu kitapta tanınmış antropolog Jack Goody, düşünce sistemlerinin işleyişi, toplumsal örgütlenme ve düşünce arasındaki ilişki, sözlü bilginin yazılı ortama aktarılışı sırasında uğradığı değişiklikler, yazının toplumsal düşünce ve örgütlenme biçimlerindeki payı gibi sorulara cevap aramakta ve yazılı iletişimin toplum hayatına etkilerini irdelemektedir. Bu sorularla ilgili doyurucu yanıtlar ortaya koymak amacıyla belli zihniyetler arasındaki genel farklılıkları iletişim yöntemlerindeki değişikliklere, özellikle de yazının gelişimi sırasında gözlenen bir dizi değişikliğe bağlayarak konuyla ilgili belli bir çerçeve saptamaya çalışmaktadır. Tartışma teorik hususların yanında, yazarın bizzat Batı Afrika'dan elde ettiği bir takım deneysel bulgulara ve Ortadoğunun eski toplumları hakkındaki birçok kaynak malzemeye dayandırılmaktadır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Zygmunt Bauman – Postmodern Etik

e-kitap indir
Postmodern Etik Kitap Kapağı Postmodern Etik
Zygmunt Bauman
Ayrıntı Yayınları
352

Yıllardır modern sanayi uygarlığını tartışıyoruz. İlk günahı kimin işlediğini, insanın bir zamanlar doğayla barışık bir halde yaşadığı o güzel günlere kimin son verdiğini, bizi fırtınaların orta yerinde kimin çırılçıplak bıraktığını bulmak için daha çok tartışacağız. Çünkü "Tanrı(nın) öldüğünü" bilmek, geleneğin zincirlerini parçalamak yetmedi; bu kez özgürlük ciğerlerimizi yakmaya başladı. Özgürlük kendinin, ayrıca ötekinin sorumluluğunu üstlenmek, belirsizlerle, çözülmez çelişkilerle sarmaş dolaş yaşamak, yani, modern bireyler olmak demekti. Ama ağır geldi özgürlük. Taşıyamadık. O şenlikli devrim ve isyan uğrakları hariç yeni putlar icat ettik: "akıl", "sözleşme", "yasa"... gibi. Önceden haritası çıkarılmış bir alanda "özgürce" davranabilme, ahlâki eylemin çıkmaz sokaklarından muaf olabileceğimize inanmanın yarattığı konfor, bir süreliğine baştan çıkarıcı olabildi. Ama yalnızca bir süreliğine... Zygmunt Bauman büyük bir coşkuyla karşılanan bu çalışmasında, modernlik koşulları altında ahlâk sorunlarına zora dayalı normatif düzenlemelerle yanıt verme girişiminin yanında bu normati düzenlemelerin bağlayıcı olmasını sağlamak için teorik düzeyde mutlak, evrensel ve temel olanın aranması gibi iki koldan eşgüdümlü gelişen projelerin iflasını ilan eden bir post-modern perspektifi temel alıyor. İnsanın ahlâki açıdan müphem olduğunu, ahlâki fenomenlerin doğaları gereği irrasyonel oduğunu, çözümsüz çelişkilerle her tikel durumun dayattığı ahlâk sorunlarıyla baş etmenin bireye düştüğünü, ahlâkın etik bir kod altında evrenselleştirilemeyeceğini, insan benliğinin ilk gerçekliğinin ahlâki sorumluluk olduğunu kabul ederek postmodern bir etiğin önünü açmayı amaçlayan bir araştırmaya girişiyor. Bunu yaparken, Emmanuel Levinas'ın "ilk felsefe bir etik felsefesidir", "Öteki 'için olmak', Ötekinin 'yanında olmak'tan önce gelir" diyen, ahlâkın özünün herhangi bir öz barındırmamasından ibaret olduğunu bildiren felsefesinden bir hayli yararlanıyor. Bauman, "yasa", "toplum", "gelenek" kılığındaki bekçilerin ahlâkın kaynağı ve koruyucusu olmak şöyle dursun, ahlâki benliği kuruttuğunu bu felsefe yoluyla sergiliyor. Yaşadığımız çağı, duygulanımların faziletine ve açıklanamayanın meşruiyetine yönelen dünyanın "yeniden kutsanması" olarak niteliyor.Postmodern Etik yasaları olmayan bir ahlakı, tamamen ahlaki benliğin faaliyet halinde olduğu uğraklarda görünür hale gelen bir ahlakı, kendi gerekçesini yine kendinde bulan bir ahlakı, ahlakın yol göstericiliğini kabul eden kişileri birer "aziz" mertebesine yükselten bir ahlakın dış hatlarını tarif ediyor. Modernliğin yanılsamalarına kapılmayan insana etik açısından bir "şafak vakti"ni müjdeliyor.Bu kitaptaki "azizler"e yaraşır etik söyleşisine yapılan davetin, yaşadığımız topraklarda, başka hiçbir gerekçe olmasa bile sırf "Enel Hak" diten bir gelenek sayesinde bile yantısız kalmayacağını umuyoruz...


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir