altkitap Yayınevi
Mütevazı bir kitaplığım vardır. Yıllar içinde eklenen portatif raflar, iki sıraları üç sıra yapıp bir de üste dizmeler, ek birimlerle genişletmelere rağmen çok düzenli olduğunu da söyleyemeyeceğim. Yine de istediğim kitabı, gözüm kapalı bile olsa birkaç saniye içinde buluveririm. (İşin kötüsü bunu denedim de… Yola çıkış nedenim basitti: Ya bir gece elektrik kesintisi sırasında ve evde aydınlatıcı hiçbir şey bulamadığım bir anda falanca kitabı okumak istersem… Aradığımı gözüm kapalı ve karanlıkta bulmayı başardım.) Kitaplığımın bu ‘kendi halindeliği’, okumakla ya da nesne olarak kitaplarla mesafeli ilişkisi olan kimilerinin o alışıldık soruyu sormasına engel olmaz yine de: “Bunların hepsini okudun mu?” Önceleri muzipçe “Hepsinin sadece ilk on sayfasını okudum,” derdim. Sonra Enis Batur’un bu soruya verdiği cevabı sahiplenmeye çalıştım: “Hayır tabii, bunlar okuduklarımın bir kısmı.” Yaşım ilerledikçe daha kesin bir çözüm bulmaya karar verdim. Bu soruyu soracaklarla pek görüşmüyorum artık.