Tibor Dery – Dev
Varlık Yayınları
158
Sırtında kadife yakalı ince bir ceket, ayaklarında da, arasından çıplak parmaklarının fırladığı sökük tabanlı bir çift kundura bulunan kara sakallı bir adam, bir tabureye oturup arkasını Terez Bulvarı'ndaki blok apartmanlardan birinin duvarına dayamış, Latince bir şarkı söylüyordu. Bir yandan da, önünde, kaldırımda duran kara abanoz tabanlı, adam boyunda bir harp çalıyordu; çalgının gümüş telleri güneşte parlıyordu.
Azize Erten – Büyük Kompozitörler
Varlık Yayınları
278
Şimdiden ün almış genç ses ve saz virtüozlarımızın dünya sahnelerinde gitgide daha büyük bir ilgi ve takdirle karşılandığı, memlekette Batı müziği kanserleriyle opera temsillerinin günden güne daha geniş bir ilgi gördüğü, gerçek sanat müziğine heves edenlerimizin sayısı durmadan çoğaldığı şu sıralarda memleketimizde büyük kompozitörler hakkında henüz işe yarar bir eser bulunmadığını göz önünde tutarak bir kültür hizmeti görmek maksadı ile bu kitabı hazırlamaya karar verdik. N ev' inin ilki olması dolayısıyla elbette ki kusurları bulunan bu kitaba girecek bestecileri belirtirken, daha önce opera konusunda bir iki kitap yayınlandığından, asıl şöhretleri bu yönden olan kompozitörleri hacmimizi arttırmamak için kitap dışında bırakmayı uygun bulduk. Eserleri bugün de çok çalınan bestecilerden kırkını seçerken tuttuğumuz yol hakkında hiçbir iddiamız yok. Bir başka derleyici
belki bizim aldığımız bestecilerden bir kısmını almaz,
yerlerine daha başkalarını seçerdi. Esasen Batı ülkelerinde
basılmış bu çeşit eserlerde de bu bakımdan çok ayrılıklar görülür. Onun için bu kitaba alınmamış olan filan besteci alınmış olan falan besteciden üstündür gibi iddialara kalkışmak her zaman mümkündür ve takdir kişiden kişiye elbette değişir.
Emile Zola – Therese Raquin
Varlık Yayınları
167
Ünlü Fransız yazarı Emile Zola adını 1867'de yayınladığı "Therese Raquin" ile duyurmuştur. 1898'de yayınladığı Dreyfus olayına ilişkin kitabından dolayı bir yıl hapse mahkum edilmiştir. Hastalıklı kuzeniyle evlenmek zorunda kalan, yaşamının renksiz ve tekdüze akışına boyun eğmişken acımasızca bir tutkuya kapılarak gözü kapalı atıldığı serüvenin acı sonuçlarına da katlanan bir kadını, Therese Raquin'in öyküsü bu. Şöyle der Zola bu romanı için: "Ben Therese ile Laurent'da tutkuların gizli işleyişini, içgüdünün itişlerini, bir sinir krizi sonunda meydana çıkan zihin bozukluklarını adım adım kovalamaya çalıştım... Amacım her şeyden önce bilimseldi... Ayrı mizaçta iki insan arasında olabilecek garip bir birleşmeyi anlatmaya çabaladım. Roman dikkatle okununca görülecektir ki, her bölüm, meraklı bir fizyoloji olayının incelenişidir..."