Terry Eagleton – Edebiyat Olayı

e-kitap indir
Edebiyat Olayı Kitap Kapağı Edebiyat Olayı
Terry Eagleton
Sel Yayıncılık
256

"Edebiyat" diye bir kategoriden bahsedebilir miyiz? Gerçeklik ile kurmaca nerede birbirinden ayrılır? Çeşitli edebiyat kuramları metnin ne demek olduğu ve ne işe yaradığı konusunda bize ne söylüyor? Kavram ile "şeyler", söz ile eylem arasındaki ilişki nedir? Kültür kuramları ile politik durumun bir ilgisi var mı? Edebiyat bir strateji midir? Terry Eagleton daha önceki kitaplarında da öne sürdüğü soruları yeni bir perspektifle ele alırken, edebiyatın kültür içindeki yerine, geçerliliğine, işlevine ve sınırlarına dair net bir bakış açısı sağlıyor.

"Edebiyat Olayı", yalnızca bir edebiyat olayı değil. Edebiyatın doğasına, yapısına, dünya ile ilişkisine dair temel soruları ve çeşitli edebiyat teorilerinin bu konularda verdiği yanıtların ne anlama geldiğini incelerken; dil, kavramlar, gerçeklik, kültür ve ideoloji gibi konularda temel yaklaşımları da sorguluyor ve tatmin edici cevaplar sağlıyor. Edebiyat kuramı, eleştirel teori ve analitik felsefeyi alışılmadık biçimde bir araya getiren Eagleton, ona haklı bir ün sağlayan birikimini ironik bir dille, hiç olmadığı kadar özlü ve bütünlüklü biçimde okuyucularına sunuyor.

"Görgüsüzlük edecek olsam, diyebilirdim ki bu kitap, edebiyatın (en azından bugün için) gerçekte ne anlama geldiğinin makul bir açıklamasını sunuyor ve aynı zamanda hemen hemen tüm edebi kuramların ortak bir yönüne ilk kez dikkati çekiyor. Ama dediğim gibi görgüsüzlük edip bunu dile getirmeyeceğim."


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Terry Eagleton – İdeoloji

e-kitap indir
İdeoloji Kitap Kapağı İdeoloji
Terry Eagleton
Ayrıntı Yayınları
308

İdeoloji terimi birbiriyle bağdaşmayan çok fazla anlam barındırıyor. Rorty, Foucault gibi bazı kuramcılar bu terimi tamamen atmayı ya da onun "söylem-iktidar ilişkisi"ni geçirmeyi öneriyorlar. Habermas, ideolojinin yerini "tekniğe" bıraktığını, geç kapitalizmin artık hiçbir söylemsel meşrulaştırıma ihtiyaç duymadan "kendi kendine" işlediğini iddia ediyor. "Sorun gerçekliğin yanlış temsili (ideoloji) değil, gerçeğin artık gerçek olmamasıdır" diyen ve toplumsal yaşamın ağır bir anlam kanaması geçirerek mevta olduğunu savunan Baudrillard, bu görüşün nihilist bir varyantını dile getiriyor.Tam da bu dönemde "reel" dünyada milliyetçilik ve dinsel köktencilik gibi ideolojilerin yeniden şahlandığına (yani ortada hâlâ "yanlış" ve "anlamlı" bir şeyler olduğuna) dikkat çeken Eagleton bu kitabında öncelikle ideoloji kavramından bütün bütüne vazgeçmenin ne denli makul bir şey sayılabileceğini sorguluyor. Son derece açık seçik bir dille ve gündelik yaşamdan aldığı esprili örneklerle Aydınlama'dan Postmodernizme, Marx'tan Laclau ve Mouffe'ye ideoloji kavramı hakkında düşünmüş hemen herkesin görüşlerini aktarıyor. Salt aktarmakla kalmıyor, onlarla verimli bir diyaloğa ve yer yer polemiğe de giriyor. Aslında kitabın tamamına "heterodoks" bir Marksistin postmodernist ve postmarksist düşünürlere karşı geliştirdiği heyecan verici ve çetin bir polemik gözüyle bakılabilir. "İdeoloji"nin gerçekten de birçok anlamı olmasından yola çıkan Eagleton'un amacı bunları sentezleyip tek ve yeterli bir ideoloji tanımına ulaşmak değil; bu, ne mümkün ne de faydalı bir şey ona göre. Metnin başında sunduğu on altı ideoloji tanımından iki ana gelenek çıkarıyor: Bir yanda doğru ve yanlış bilme fikriyle, yanılsama, çarpıtma ve mistifikasyon anlamında ideoloji ile ilgilenen "epistemolojik" gelenek, diğer yanda fikirlerin toplumsal işlevi ile ilgilenen "sosyolojik" gelenek. Sol radikalizmin bu iki geleneğe de, tabii ki içerdikleri sınırların farkında olarak, sahip çıkması gerektiğini savunuyor Eagleton. Adil ve değil de içeriden sorgulayacak bir "ideoloji eleştirisi"nden vazgeçilemeyeceğini söylüyor. "Yanlış bilinç" kavramının her türlü içerimini reddeden postmodernistlerin tersine, radikalizm mevcut toplumsal düzenin sistematik olarak ürettiği belli "yanlışlıkları" belirleyip onlarla mücadele etmekten kaçınamaz. Temel yanlışlık ise, insanlığın tarihsel olarak geliştirdiği yaratıcı güçlerin tam anlamıyla hayata geçirilmesinin engellenmesidir. Bu yargının kendisi de olası ve arzu edilir bir geleceğin (Ütopya'nın) bakış açısından verilir ve bu geleceğin taslağı bugün potansiyel olarak mevcuttur. Yani bugün kendisiyle özdeş değildir. Hiçbir toplumsal düzen insan enerjilerini tamamen massedemez, hiçbir "egemen" ideoloji sanıldığı kadar "saf" ve birleştirici değildir.Sadece postmodern düşüncenin açmazlarıyla ilgilenenlere değil, nelere, niçin karşı çıktığını gerçekten "bilmek" isteyen herkese önerilir.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Terry Eagleton – Tanrı’nın Ölümü ve Kültür

e-kitap indir
Tanrı'nın Ölümü ve Kültür Kitap Kapağı Tanrı'nın Ölümü ve Kültür
Terry Eagleton
Yordam Kitap
272

Terry Eagleton bu kitabında, özellikle 11 Eylül saldırısından bu yana gündemi işgal eden köktendinciliğin yükselişinden hareketle şu soruyu soruyor: Tanrı yeniden mi dirildi? Yoksa aslında hiç ölmemiş miydi?

Kitap, Aydınlanma düşüncesinin "Tanrı katli"ni hedeflediği iddiasını sorgulayarak başlar. Sekülerleşme sonucu Tanrı'nın ağır bir darbe aldığını teslim etse de, tümüyle yok olmaktan ziyade farklı kılıklara büründüğünü savunur. Seküler bir çağda ne Tanrı eski haliyle var olabilir ne de din, doğru; ama bıraktıkları boşluk, vekaleten bile olsa, mutlaka başkalarınca doldurulmalıdır. Çünkü Tanrı, kimi zaman iktidara saplanmış bir diken rolü üstlendiyse de, ağırlıkla siyasi egemenliği meşrulaştırmanın en güçlü yollarından biri olagelmiştir. Eagleton, Akıl'dan sanata pek çok şeyin, Tanrı'ya vekalet eden aşkınlık formları sunmaya soyunduğunu söyler. Bu vekillerin en maharetlisinin ise, kavramın geniş anlamıyla kültür olduğu kanaatindedir.

"Dillere düşmüş duygulanım yoksunluğuyla" postmodern toplum, Tanrı'ya ve vekili kültüre uyulan ihtiyacı hükümsüz kılıyor ve bu haliyle "ateist bir toplum" öngörüyor gibidir. Oysa öte yanda köktendincilik yükselir. Dolayısıyla, evet, Tanrı yine ölmemiştir; ama bunu kendi kahramanca direnişinden ziyade, "insanların Tanrı'nın cenaze töreninde kendilerini yeniden yaratma olanağını görmeyi başaramamış olması"na borçludur.

Günümüzün en üretken Marksist düşünürlerinden biri olan Terry Eagleton, her zamanki keyifli ve akıcı üslubuyla bakışını bu kez dinin kültür düşüncesi ile ilişkisine çeviriyor. Eski sorulara yeni yanıtlar veriyor, kolaycı yanıtlara zor sorular soruyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Terry Eagleton & Fredric Jameson & Edward Said – Milliyetçilik Sömürgecilik ve Yazın

e-kitap indir
Milliyetçilik Sömürgecilik ve Yazın Kitap Kapağı Milliyetçilik Sömürgecilik ve Yazın
Terry Eagleton & Fredric Jameson & Edward Said
Kabalcı Yayınevi
92
Bu kitaptaki üç yazı, Derry-Kuzey İrlanda'da bulunan Fied Day Thest-re Company tarafından ilk olarak tek tek broşürler halinde basıldı. Her yazı milliyetçilik sorununu ve kültürel üretimin rolünü sömürgecilik sonrası kavrama ve analiz etme gücü olarak ele alır. Yazarların farklı perspektifleri yazıların başlıklarından da belli olmaktadır: Eagleton, Milliyetçilik: İroni ve Bağlılık; Jameson, Modernizm ve Emperyalizm; ve Said, Yeats ve Sömürgesizleşme yazılarında asıl konularının ötesinde de değinmelerde bulunuyorlar: diğer grup ve bölgelere ait sorunları aydınlatmak için feminizm, sömürgesizleşme ve modernizm. Terry Eagleton, Linacre College, Oxford mezunudur ve Oxford Üniversitesi'nde eleştirel kuram dersleri vermektedir. Fredn'e Jameson, Duka Üniversitesi Yazın Programı'nda profesördür. Edward W. Said, Columnia Üniversitesi İngilizce ve Karşılaştırmalı Yazın Profesörüdür. Seamus Deane, University College, Dublin'de modern İngiliz ve Amerikan Yazını Profesörüdür.

!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir