Kültür Bakanlığı Yayınları
138
Tekin Alp, II. Meşrutiyetle beraber solidarizmle ilgili görüşleriyle tanınmış yahudi asıllı bir Türk düşünürüdür. 'İktisadiyat' ve 'Yeni Mecmua'da yazılarına rastlanılan Tekin Alp, Türkçülük cereyanının oluştuğu Selanik'te uzun süre avukatlık yapmış ve bu sırada Türkçülük hareketine katılmıştır. Bu çalışmada, onun solidarizmle ilgili görüşlerini değil de, Türkçülükle ilgili görüşlerini incelemeye çalıştık. Bizim için ilgi çekici olan onun bir yahudi olmasına rağmen Türkçülükte önemli bir isim olmasıdır. Ancak çalışma sırasında anlaşılmıştır ki, o, Türkçülük akımı içinde 'Türkiyecilik' yapmıştır. Özellikle laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla beraber, Mois Cohen'i, Türkiye'de yaşayan yahudilere dini kimliklerinin yanı sıra bir milli kimlik kazandırma uğruna, Türkçülük cereyanı içinde, bunun kavramsal ve kuramsal meşruluk zemini hazırladığını görmekteyiz.
Ziya Gökalp,1918'de, Yeni Mecmua'da kaleme aldığı makalesinde, Türkçülük ve Türkiyeciliği tanımlarken bu iki düşüncenin farklılıklarını vurgulamaktadır. Ona göre, bu aynının temelinde tabiyat ve milliyet aynını vardır. Tabiyet olarak Türkiyeli olan herkes milliyet olarak Türk olmayabilir. Türkçüler, Türkiye ile beraber bütün Türk alemini düşünenler ve uğurda çaba harcayanlardır. Türkiyeciler ise sadece Türkiye'yi düşünenlerdir, yani vatanperverdirler. Bize göre Tekin Alp, Türkçülük cereyanı içinde Türkiyecilik bahsinde sayılabilecek biridir. Gene Ziya Gökalp,1923'de Türkçülüğü ülkülerinin büyüklüğü itibariyle üçe ayırır. Türkiyecilik, Türkmencilik-Oğuzculuk ve Turancılık'tır.' Türkiyecilik, Türkiye Türklerine ait bu çerçeve içinde bir birlik ve ilerlemeyi sağlama gibi bir durum ifade eder. Bu anlayış Atatürk'te ifadesini bulan, Misak-ı Milli sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür anlayışı ile uygunculuk içindedir. Bu durum bize, hem Türklerin siyasal birliğinin nerede olduğunu hem de bu sınırlar içinde her Türk vatandaşının Türk olarak kabul edildiğini verir.