Richelle Mead – Sessizler
Artemis Yayınları
306
"Vampir Akademisi" ve "Kanbağı" serilerinin uluslararası bir numara çoksatar yazarı rıchelle mead bu kez çin kültüründen doğan nefes kesici bir efsane anlatıyor. "Son derece orijinal bir hikâye. Her parçası Fei'in güzelim krizantemleri gibi zarifçe işlenmiş. Sessizler, sadece bir ustanın ellerinden çıkabilecek nitelikte bir aşkı ve hayatı resmediyor. RichelleMead'in kusursuz anlatımı kimseyi şaşırtmamalı. Ancak bu hikâye kesinlikle herkesi şaşırtacak." -Margaret Stohl, Icons'ın yazarı ve uluslararası çoksatar Beautiful Creatures romanlarının ortak yazarı- "Titizlikle kurgulanmış hikâyesi, büyüleyici Doğu sihri ve zengin bir hayal gücünün ürünü olan dünyasıyla heyecan verici bir roman." -Alison Goodman, Eon ve Eona'nın New York Times çoksatar yazarı-
Richelle Mead – Kanbağı
Kanbağı Serisi 1. Kitap
Artemis Yayınları
450
Sydney'in en son isteyeceği şey, vampirlerle arkadaşlık etmekle suçlanmak. Ve şimdi bir vampirle aynı odada! "Sydney'e yeniden dövme yap," dedi Stanton kararlı bir sesle. "Zoe konusunda kararımız belli değil, ona şimdiden dövme yapmayalım." Gözlerim kardeşimin lekesiz ve solgun yanaklarına kaydı. Evet. Orada bir zambak olmadıkça özgürdü. Dövme teninize bir kez işlendi mi, dönüşü yoktu. Artık Simyacılara aitsiniz demekti. "Benzersiz ve baş döndürücü... Okurlar uzun süre bu serinin etkisinden kurtulamayacak." VOYA "Büyüleyici..." Booklist "Kesinlikle müthiş..." SLJ "Alacakaranlık'ın tahtının şüphesiz varisi." The Daily Beast
Richelle Mead – Altın Zambak
Kanbağı Serisi 2. Kitap
Artemis Yayınları
488
Aşk, sydney'yi çağırıyordu. Kalbine mi, yoksa ait olduğu dünyaya mı? İhanet edecekti? Sydney Sage bir Simyacı. Büyüyle uğraşan, insan ve vampir dünyaları arasında köprü görevi gören bir grubun üyesi. Simyacıların asıl görevi vampirlerin sırlarını korumak. Bir de insanların hayatlarını. Sydney'nin en büyük hayali üniversiteye gitmekti, ama onun yerine, kendini Palm Springs, California'daki gösterişli bir yatılı okulda buldu. Moroi Prensesi Jill Dragomir'i, Moroi Sarayı'nı içsavaşa sürüklemek isteyen saldırganlardan korumakla görevlendirilmişti. Eski hataları yüzünden bir zamanlar gözden düşen Sydney, artık sadakati ve itaatkarlığıyla herkese örnek gösterilen bir Simyacı'ydı. Ancak Sydney, Jill, Eddie ve özellikle de Adrian'la yakınlaştıkça, eski Simyacı inançlarını, aile kavramını ve gerçek aidiyet duygusunu sorgulamaya başlayacaktı. Ona her konuda uyan, hoş, akıllı Brayden'la yakınlaşması da zaten karışık olan aklını iyice karıştıracaktı. Brayden ne kadar kusursuz görünse de, Sydney, kalbinde başka birinin olduğunu hissetmeye başlamıştı. Hem de ona yasak biri. Şok edici bir sır bütün vampir dünyasını altüst etmek üzereyken Sydney'nin sadakati her zamankinden zor bir sınavdan geçecekti. Sydney hayatı boyunca ona öğretilen ilkelere ve kanunlara mı uyacaktı, yoksa içgüdülerinin sesine mi kulak verecekti? Simyacılara mı güvenecekti, yoksa kalbine mi?