Charles Bukowski – Sıradan Delilik Öyküleri
Parantez Gazetecilik ve Yayıncılık
200
Bukowski'nin en beğenilen öyküleri…
"kuma oturup suya bakardı, her şeye zor inanılırdı suya bakınca, Çin diye bir ülke olduğuna ya da ABD'ye ve Vietnam'a, bir zamanlar çocuk olduğuna, hayır, buna inanmak zor değildi, onu unutamazdı. bir de erkeklik çağını: çalıştığı işler ve kadınlar, sonra kadınsızlık, şimdi de işsizlik. altımışında bir berduş. bitmiş. bir hiç. bir dolar yirmi sent nakit vardı cebinde. bir haftalık kirasını ödemişti bir de. okyanus… kadınları düşündü yine. bir kaçı iyi davranmıştı ona. diğerleri kurnaz, gürültücü, biraz deli ve çok zor kadınlar olmuşlardı. odalar ve yataklar ve evler ve Noeller ve işler ve şarkılar ve hastaneler ve donukluk, donuk günler ve geceler ve anlam eksikliği ve fırsat eksikliği. ve şimdi, altmış yılın karşılığı: bir dolar yirmi sent."Sİ
Sıradan Delilik Öyküleri'nde yer alan çalışmaları, Charles Bukowski'nin haklı şöhretini kazanmasının en iyi örnekleri sayılıyor. Bukowski bu öykülerde kendi hayatından yola çıkarak, kaybedenlerin dünyasına, ayyaşlar, kaçıklar, düzenbazlar, fahişelerden oluşan bir dünyaya kendine has farklı bir mercekten bakıyor ve her şeyi olabildiğince açık ve net anlatıyor.
Charles Bukowski – Postane
Parantez Gazetecilik ve Yayıncılık
168
Bukowski'nin ilk romanı.
Postane, Bukowski'nin ilk romanı. Yaşamının önemli bir parçasını oluşturan postacılık günlerini, o günlerde çektiği acıları, zorlukları, bürokrasiyle ve anlayışsız yöneticilerle boğuşmalarını ve tabii posta alıcıları ile maceralarını anlattığı romanı...
Postane, yayınlanması ile birlikte Amerikan edebiyat çevrelerinde de büyük ilgi görmüş ve "çığır açan bir eser" olarak nitelendirilmiş. Amerika'daki bu başarı kısa zamanda tüm dünyaya yansımış ve Postane, bir anda 15 dile çevrilmiş.
Bukowski, kısa kısa bölümlerden oluşturduğu ve bol diyalogla kurduğu bu romanında Hemingway ve Fante ile kıyaslanıp onlar kadar başarılı ve özgün bulunmuş. Bukowski, Postane'deki anlatımı ile ilgili olarak; "Fazla dağılmayan, okuru, söylemek istediğim şeyi söyleyeceğim ana kadar uyanık tutmaya yarayan canlı bir anlatım istiyordum" diyor.
Yaşam öyküsünü yazan Howard Sounes şöyle yazıyor; "Bukowski'nin bir başka büyük başarısı da eserlerini son derece ikna edici tarzda yazmasıdır. Örneğin mektup dağıtırken çektiği sıkıntıları öyle bir anlatır ki, okurlar da sevmedikleri ama çalışmak zorunda oldukları işleri hatırlayıverir." Eserleri hakkında geniş bir inceleme yapan Russel Harrison'da Bukowski'yi şöyle değerlendirmiş; "Hiçbir çağdaş Amerikan yazarı yazacağı esere Bukowski kadar yoğun ve geniş bir biçimde hazırlanmamıştır. Aslında Bukowski'nin en büyük başarısı, özellikle Postane'de gördüğümüz gibi, işi çok iyi tasvir etmesinde yatmaktadır."
Postane, iyi, rahat anlatımı ve konusunun ilginçliği yanında taşıdığı mizah unsurlarıyla da dikkati çeker. Kahramanı Henry Chinaski'yi ve onun başından geçenleri neredeyse okuyucuya kahkaha attırcak kadar tatlı bir dille ama eleştiri oklarını eksiltmeden anlatır.
Charles Bukowski – Pis Moruğun Notları
Parantez Gazetecilik ve Yayıncılık
176
Bukowski'yi Dünya çapında meşhur eden, kültleşen öyküleri…
"bir hafta kalıp içtim, kiranın bitmesini bekleyerek, sonra da Village'in dışında bir oda tuttum. derli toplu büyükçe bir odaydı ve çok ucuzdu, nedenini anlayamamıştım. köşede bir bar buldum, bütün gün oturup bira içtim. param hızla tükeniyordu, ama her zamanki gibi nefret ediyordum iş aramaktan. sarhoş ve aç geçirdiğim her dakikanın benim için özel bir anlamı vardı. o gece iki şişe porto şarabı alıp odama çıktım. soyundum, bir bardak bulup ilk şarabı koydum ve karanlıkta yatağa uzandım. işte o zaman anladım odanın neden bu kadar ucuz olduğunu. "L" treni pencerenin önünden geçiyordu. durak pencerenin önündeydi. tam önümde. odanın tamamı trenin ışığı ile aydınlanıyordu. ve bir tren dolusu yüz geçiyordu önümden. korkunç yüzler: fahişeler, orangutanlar, deyyuslar, kaçıklar, katiller, efendilerim. sonra tren yavaşça hareket ediyordu ve oda bir kez daha karanlığa gömülüyordu bir sonraki tren dolusu yüzlere kadar, ki her seferinde beklediğimden çabuk geliyordu. iki şişe şarap almakla ne iyi etmiştim."