İlber Ortaylı – Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti’nde Kadı

e-kitap indir
Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı Kitap Kapağı Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı
İlber Ortaylı
Kronik Kitap
112

Türkiye'de tarih denilince akla ilk gelen isim İlber Ortaylı'nın kaleminden Osmanlı hukuk tarihinin merkezinde yer alan ve üzerine pek konuşulmayan kadıları anlatan önemli bir çalışma…Kadılık İslam Ortaçağında ortaya çıkan idari ve adli bir görevdir. Kadı'nın sosyal-idari fonksiyonları değerlendirilirken on dört asırlık İslam tarihi içindeki evrimi göz önüne alınmadığından, bu kurumun İslam öncesi imparatorluklardan neleri, ne ölçüde miras aldığı üzerinde de durulmamıştır. İlber Ortaylı, kadıların tarihini ve yargı görevlerini, tayinini, görev süresini, yargı bölgesini, yardımcılarını, diğer memurlar arasındaki hiyerarşik ilişkisini ve Osmanlı mahkemelerinin nasıl işlediğini birincil arşiv kaynaklarını kullanarak anlatıyor. İlber Ortaylı, hem geniş ufuklu tarihçiliğini hem de tadına doyum olmaz üslupçuluğunu işe koştuğu bu kitabında, Osmanlı dünyasında kadı'nın bütün boyutlarını olağanüstü bir sürükleyicilikle ortaya koyuyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Suraiya Faroqhi – Osmanlı İmparatorluğu ve Etrafındaki Dünya

e-kitap indir
Osmanlı İmparatorluğu ve Etrafındaki Dünya Kitap Kapağı Osmanlı İmparatorluğu ve Etrafındaki Dünya
Suraiya Faroqhi
Kitap Yayınevi
380

Avrupalı sefirler, tacirler, gezginler Osmanlı diyarında nasıl karşılandıklarını yazıya dökmeyi 15. ve 16. yüzyıllardan itibaren iş edindiler. Osmanlı vakanüvisleri de imparatorluk sınırları dışındaki dünyayı yok saymamışlardı. Seferler, fetihler… hepsi de savaşla bağlantılı bu karşı karşıya gelişler, dış dünya ile bir ilişki kurma biçimiydi. Ama öte yandan yabancı tacirlerin ihraç edebileceği ve edemeyeceği mallara ilişkin çok sayıda padişah fermanı, İmparatorluk toprakları dışından gelip Mekke'ye gidecek hacılara verilmiş geçiş izinleri gibi belgeler, ileri gelen Osmanlı görevlilerinin İmparatorluk sınırları dışında kalan yerlerde meydana gelen gelişmelerle yakından ilgilenmek zorunda olduğunu gösteriyor. İslam hukukunda ve Osmanlı resmi yazılarında, dünyayı, Darülislam (İslam yurdu) ve Darülharb'ten (savaş yurdu) oluşan bir yer olarak tarif etmek âdettendi, ama bunların arasında bir 'demir perde' yoktu. Fiili bir savaş hali olmadığı zamanlar, Hindistan, Gürcistan ve çeşitli Hıristiyan Avrupa ülkelerinden gelen yabancı tacirler fazla güçlük çıkartılmadan kabul edilirlerdi. Uzun sürelerden beri İstanbul, İzmir ve Halep'te ikamet eden Venediklilere, Fransızlara veya İngilizlere rastlamak mümkündü. Kültürel açıdan değer verilen pek çok eşya Osmanlı diyarı ile batılı komşuları arasında gidip geliyordu. Bu kitabın başlıca amaçlarından biri, sınırların aslında ne kadar geçirgen olduğunu göstermek. Osmanlı tarihçisi Suraiya Faroqhi, bugüne değin diplomatik tarih perspektifi içine sıkışıp kalmış olan bir konuyu, sosyal, ekonomik ve kültürel tarihçilik yaklaşımlarının beslediği bir sentez içine oturtarak, Osmanlı uluslararası ilişkiler tarihine çok önemli bir katkıda bulunuyor. Bu sentezin belgesel temelini ise Osmanlı arşiv kaynaklarından çeşitli dillerdeki seyahat anlatılarına, diplomatik kayıtlardan coğrafya yazılarına, kişisel anılardan sefaretnamelere uzanan çok zengin bir derleme oluşturuyor. Kitabın sonundaki zengin ve ayrıntılı kaynakça, erken modern Osmanlı tarihi üzerine çalışanların daima faydalanabileceği bir başvuru kaynağı niteliğinde. Suraiya Faroqhi'nin başlıca eserleri şunlar: Der Bektaschi-Order in Anatolien (vom späten fünfzehnten Jahrhundert bis 1826) (1981); Towns and Townsmen of Ottoman Anatolia, Trade, Crafts and Food Production in an Urban Setting (1984; Osmanlı'da Kentler ve Kentliler. Kent Mekânında Ticaret, Zanaat ve Gıda Üretimi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000); Men of Modest Substance, House Owners and House Property in Seventeenth-Century Ankara and Kayseri (1987); Pilgrims and Sultans, The Haj under the Ottomans (1994; Hacılar ve Sultanlar, Osmanlı Döneminde Hac (1517-1638), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1995; Kultur und Alltag im Osmanischen Reich, (1995; Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam. Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2005; Approaching Ottoman History, an Introduction to the Sources (1999; Osmanlı Tarihi Nasıl İncelenir?, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2001; Geschichte des Osmanischen Reiches (2000); The Ottoman Empire and the World Around It (2004, Osmanlı İmparatorluğu ve Etrafındaki Dünya, Kitap Yayınevi, 2007).


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Cihan Yüksel Muslu – Osmanlılar ve Memluklar

e-kitap indir
Osmanlılar ve Memluklar: İslam Dünyasında İmparatorluk Diplomasisi ve Rekabet Kitap Kapağı Osmanlılar ve Memluklar: İslam Dünyasında İmparatorluk Diplomasisi ve Rekabet
Cihan Yüksel Muslu
Kitap Yayınevi
332

Osmanlı hükümdarı I. Bayezid 1393'te Memluk elçisi Emir Hüsâmeddîn Hasan el-Kuckûnî'yi kabul etti. Bayezid, Memluk Sultanı Berkuk'un yolladığı armağanları sunan elçiye kendisinin Berkuk'un "memluk"u, yani kölesi olduğunu belirtti. Osmanlı tarihinde "Yıldırım" olarak da bilinen Bayezid, Balkanlar ve Anadolu'daki topraklarını hızla genişletmesine karşın, 1250'lerden beri kadim İslam topraklarına egemen olmuş ve "İslamın ve Müslümanların Sultanı" unvanını taşıyan Memluk hükümdarının dengi değildi ve kendisi de bunu bu ifadeyle kabul ediyordu. Bayezid'den dört kuşak sonra ise Osmanlı Sultanı II. Bayezid bir başka Memluk elçisini kabul etti. 1485'teki bu kabul merasimi, 1393'tekinden çok farklıydı. Osmanlı divanından biri, Memluk elçisi Emir Canibeg'e "Siz [Memluklar], Kâfir oğulları, kimsiniz ki Haremeyn'e [Mekke ve Medine'ye] hükmedesiniz? O topraklar, sultanoğlu sultan olduğu [için] bizim sultanımıza daha uygundur" dedi. Bayezid'in Memluk elçisine tek bir kelime bile etmemesi bu sözlerden çok daha fazlasını anlatıyordu. Anlaşıldığı üzere, Memluk sultanının hizmetinde olduğunu belirten I. Bayezid'den bu yana Osmanlı ve Memluk hükümdarları arasındaki güç dengesi neredeyse bütünüyle değişmişti. Osmanlıların güçlerini önceleri Memlukların yanına, sonra da giderek karşısına yerleştirmeleriyle meydana gelen bu kayma, kendini en açık şekliyle diplomatik görüşmelerde belli etmişti. 1360'lardan 1512'ye değin süren dönemde bu iki Sünni Müslüman devlet arasında neredeyse aralıksız süren görüşmeler hem rekabete hem de anlaşmaya yönelik bir dizi davranış biçiminin ve dilin gelişimini sergiler. Bu kitap iki güç merkezi arasındaki diplomasi ağını inceleyerek, bu gelişimin her devletin imaj yaratma süreçleri ve tarihyazımı içindeki yerini irdeliyor. Özellikle, Osmanlıların 1517'de Memluk topraklarını fethetmelerinden önceki son beş yılı kapsam dışı bırakarak, Memlukların bu ilişkilerin büyük bir bölümünde ideolojik ve siyasal açıdan Osmanlılardan üstün oldukları fikrini vurguluyor. Cihan Yüksel Muslu Houston Üniversitesinin tarih bölümünde doçent olarak görev yapıyor. 2007 ile 2015 yılları arasında Dallas'taki Texas Üniversitesinde çalıştı. Doktora çalışmasını Harvard Üniversitesinde Tarih ve Ortadoğu Araştırmaları üzerine yaptı.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Cambridge Türkiye Tarihi Cilt 3: Geç Osmanlı İmparatorluğu

e-kitap indir
Cambridge Türkiye Tarihi Cilt 3: Geç Osmanlı İmparatorluğu 1603-1839 Kitap Kapağı Cambridge Türkiye Tarihi Cilt 3: Geç Osmanlı İmparatorluğu 1603-1839
Kitap Yayınevi
663

Cambridge University Press Cambridge History of Turkey başlığıyla muazzam bir yayın projesi başlattı. Dört ciltlik bu tarihin ilk üç cildi Türklerin Anadolu'ya girdiği 11. yüzyıl sonundan başlayarak Osmanlı devletinin kuruluşunu, 15. - 16. yüzyıllarda doğuda İran sınırından batıda Macaristan'a, güneyde Kuzey Afrika ve Arap yarımadasına kadar uzanan muazzam toprakları olan güçlü bir imparatorluk haline gelişini kapsıyor. Son cilt ise imparatorluğun I. Dünya Savaşı sonrasında parçalanışına ve modern Türkiye devletinin tarihine dairdir. Bu eseri Cambdridge University Press'in yayın sırasıyla, üçüncü cildinden başlayarak yayınlıyoruz. Bu cilt Osmanlı İmparatorluğu'nun III. Mehmed'in 1603'teki ölümünden Tanzimat'ın 1839'da ilanına kadar süren geç dönemini irdeler. Bu dönem imparatorluk ile Avrupa arasında ticaretin geliştiği, savaş zamanları dışında tüccarlar ve hacıların görece güvenlik içinde yolculuk yapabildiği, istikrarlı ile istikrarsız günlerin birbirini izlediği yıllardı. Ne var ki, padişahın müminlerinin ve toplumsal düzenin koruyucusu rolüne yapılan vurguya rağmen, İstanbul'daki yönetici elit ile vilayetlerdeki tebaa arasında gerilim eksik değildi; imparatorluğun muazzam genişlikteki toprakları ve bu tebaanın her gün mücadele etmek zorunda olduğu, pek de cömert olmayan doğal çevre bu gerilime katkıda bulunan öğelerden yalnızca ikisiydi. Cilde katkıda bulunanlar, taşradaki yöneticilerin kâh vergi toplarken, kâh siyasete fiilen katılan yerel ileri gelenler ve askerlerle uzlaşmaya çabalarken karşı karşıya kaldıkları sorunları incelemektedir. Bölümlerin odaklandığı konular arasında dini ve siyasi gruplar, gayrimüslimler, kadın, ticaret, zanaatlar, Osmanlı kırsalındaki yaşam, ayrıca müzik, sanat, mimari vardır. Kitap klasik çağ sonrası yılların bir duraklama ve çöküş dönemi olduğuna dair geleneksel ve hâlâ yaygın düşüncenin tersine, Osmanlıların siyasi, kültürel ve sanat alanında birçok başarı kazandığını göz önüne sermektedir.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir