Talip Apaydın – Yarbükü

e-kitap indir
Yarbükü Kitap Kapağı Yarbükü
Talip Apaydın
Literatür Yayıncılık
178

Kimseye sözü geçmez, kimseye gücü yetmez Remzi'nin. Kimseyle kavga etmeyeyim, kötü olmayayım ister. Oysa Yapılı köyünün en varsıllarından biri, Yarbükü'nün de ağasıdır. Bükteki en geniş çeltik tarlası onundur ama ne fayda? Biraz da kendi tarlasına su akıtabilmek için yalvar yakar olur komşularına, kimse onu ciddiye almaz, üstelik herkesin alay konusu olur. Bükün ağası değil de, maskarasıdır sanki.

İşlediği cinayet nedeniyle sekiz yıl cezaevinde yatan tarla komşusu Haydar'ın köye dönüşüyle işler iyice zorlaşır Remzi için. Kaba kuvvetle, tehditle Remzi'nin tarlasını elinden alma planları yapmaktadır Haydar. Remzi ise tüm bunlara karşılık veremeyecek kadar zayıf ve ürkektir. Ama Haydar'ın hesaba katmadığı şey, her insanın belli bir yere kadar kaçacağıdır.

Köylüler arasında toprak ve su çekişmelerinin, zorlu yaşam koşullarının ele alındığı Yarbükü, otoriteye, sertliğe boyun eğmeye alışmış köylümüzün gerçekçi bir portresini çizerken, güçlünün güçsüz karşısındaki baskısını, acımasızlığını da gözler önüne seriyor:


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Mahmut Makal – Bizim Köy

e-kitap indir
Bizim Köy: Ara Güler'in Fotoğraflarıyla... Kitap Kapağı Bizim Köy: Ara Güler'in Fotoğraflarıyla...
Mahmut Makal
Literatür Yayıncılık
195

Bizim Köy 1950’de yayımlandığında toplumun geniş kesimlerinde tam anlamıyla bir depreme yol açtı. Yazarın, 17 yaşında gencecik bir öğretmenken kaleme almaya başladığı “köy notları” kitap haline getirilip de basıldığı zaman önce iktidarın öfkesini üzerine çekti. Çünkü köyden yükselen yoksulluk çığlığı, kulaklarını ve gözlerini her türlü olumsuzluğa kapamak isteyenlere, köyleri yemyeşil, bereketli, güzel köylü kızlarının berrak pınarlardan su taşıdığı yerler olarak gösterme çabasında olanlara atılan bir tokattı. Köylerde hâlâ taş devrinin yaşandığı gerçeğini dile getirmenin bir cezası olacaktı elbette. Her yer kar altındayken, köylere ulaşım sağlanamazken köyünde öğrencilerini “hayata hazırlamaya” çalışan genç öğretmenin haberi olmadı kitabının kopardığı gürültüden. Karlar erimeye başlayıp, yollar açılınca ilk ziyaretçileri jandarmalar oldu Makal’ın. Tutuklandı. Bizim Köy ise tam tersine çeşitli dillere çevrilip ülke sınırlarını aşmaya başladı.

 

Dönemin cumhurbaşkanı, yazarı Çankaya Köşkü’ne davet ettiğinde, bu tutum Demokrat Parti’nin köye ve köylünün sorunlarına önem vermesi olarak algılandı. Ama bu da uzun sürmedi. Önce çeşitli karalamaların boy hedefi haline gelen Köy Enstitüleri kapatıldı, ardından Enstitülü öğretmenlere baskılar başladı. Köye ve köylülerin içinde bulunduğu çağdışı koşullara değinen yazarlara, aydınlara karşı sistemli bir linç kampanyası başlatıldı.

 

Tahsin Yücel’in “Bizim Köy 1950’de bir başyapıttı. 1995’te de bir başyapıt” saptaması, aradan geçen yarım asırlık bir sürece rağmen, yazarın ve eserinin hâlâ güncelliğini koruduğunu

göstermesi açısından son derece isabetli bir değerlendirme.

 

Bizim Köy, Türk edebiyatında köy gerçekliğine dayanan bir ilk kitap ve toplumcu gerçekçiliğin öncüsü olarak kabul edilmektedir.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Fakir Baykurt – Amerikan Sargısı

e-kitap indir
Amerikan Sargısı Kitap Kapağı Amerikan Sargısı
Fakir Baykurt
Literatür Yayıncılık
309

Amerikan yardımlarının kendini "süttozu ve balıkyağı"yla gösterdiği yıllarda, Amerika'yla iş yapan bazı Türk girişimcilerle bir grup Amerikalı, Ankara'ya yakın bir köyde, bir pilot proje uygulamaya karar verir. Uzun tartışmalar sonucunda, Kızılöz köyünde karar kılınır. Gümrah yeşillikleri, bereketli toprakları, şırıl şırıl akan sularıyla, hem güzel hem de kimseye muhtaç olmadan geçinip giden bir köydür Kızılöz. Okulu yetersizdir her köy gibi ama öğretmeni yamandır. Her köy gibi eksikleri ganidir köyün ama köylünün umutları tamdır: "Bir gün hükümet buraya da mutlaka el atacaktır."


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Fakir Baykurt – Kara Ahmet Destanı

e-kitap indir
Kara Ahmet Destanı Kitap Kapağı Kara Ahmet Destanı
Fakir Baykurt
Literatür Yayıncılık
4008

Kara Ahmet bir zeki oğlan. Irazca’nın torunu, Bayram’ın “oğluş”u, Haçça’nın “çocca”sı. Karataş köyünde boy verip serpilen, sonra anasıyla, babasıyla, kardeşleriyle şehre göçüp, ninesini köyde yalnız koyuveren bir kara oğlan. Aklı fikri okumakta. Tek gayesi bir gün kaymakam olmak. Kırmak yoksulluğun, yoksunluğun belini. Şehre göçer göçmez okula yazılır Ahmet Oğlan. Okulun en birincisi olur. Her şey iyi gidiyor derken, babası başka akıllara uyar, ortaokul lise yerine onu “hoca”ya göndermeyi, İmam Hatip’e vermeyi koyar kafasına. Ahmet direnir annesiyle el ele verip. Ne de olsa Irazca’nın torunudur. Babasına rağmen bitirir ortaokulu liseyi, girer Ankara’da Siyasal’a. Fakülte’de yeşil parkalı “abi”lerle tanışır. Anlar öğretilenler başka, hayat başka. Yoksulların, emekçilerin yanında yer alır, gün olur coplanır, gün olur hapislere düşer... Kara Ahmet Destanı, bir çocuğun direnerek gün gün nasıl aydınlığa çıktığını anlatıyor; aynı zamanda emekçilerin, yoksulların ve tıpkı Ahmet Oğlan gibi onların yanında umuda yürüyenlerin mücadelesini dile getiriyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir