Cambridge Türkiye Tarihi Cilt 1: Bizans’tan Türkiye’ye

e-kitap indir
Cambridge Türkiye Tarihi Cilt 1: Bizans'tan Türkiye'ye 1071-1453 Kitap Kapağı Cambridge Türkiye Tarihi Cilt 1: Bizans'tan Türkiye'ye 1071-1453
Kitap Yayınevi
660

Cambridge Türkiye Tarihi'nin bu birinci cildinde, 11. yüzyılın sonunda Türklerin Anadolu'ya gelişinden Bizans İmparatorluğu'nun çöküşüne ve başkenti İstanbul olan bir Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna kadar geçen zaman diliminde bu topraklarda Türk hegemonyasının yükselişini inceliyor. Bu zaman dilimi alışılageldiği üzere bir fay hattı gibi Osmanlı öncesi/Osmanlı diye bölünmek yerine bir bütün olarak ele alınıyor ve Bizans İmparatorluğu'nun çöküp Anadolu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbinin attığı bir yere dönüştüğü sırada bölgenin politik, ekonomik, toplumsal, entelektüel ve kültürel tarihi gözden geçiriliyor. Birinci cilde katkıda bulunanlar çağın bölünmüşlüklerini değil, sürekliliklerini anlatıp vurguluyor, coğrafi bağlamda Anadolu'nun Orta Asya, Ortadoğu ve Akdeniz'in kavşak noktası olduğunu ortaya koyuyorlar. Bölgede ortaya çıkan dünya bir çatışmalar dünyası, ama aynı zamanda farklı kültürlerin yan yana yaşadığı, entelektüel ve diplomatik alışverişin yoğun olduğu, siyasetin inceldiği bir dünya. Türkiye tarihinin görece az çalışılmış bir dönemi hakkında, alanın önde gelen yazarlarının kaleminden bir başvuru kitabı.
Bu cildin editörü Kate Fleet, Kate Fleet, Cambridge Newnham College Skilliter Osmanlı Çalışmaları Merkezi Yöneticisidir ve Cambridge Üniversitesi Asya ve Ortadoğu Çalışmaları Fakültesi'nde Newton Trust Osmanlı Tarihi öğretim üyesidir. Kitapları arasında European and Islamic Trade in the Early Ottoman State (Cambridge, 1999) vardır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Anthony Grafton – Yeni Dünyalar Eski Metinler

e-kitap indir
Yeni Dünyalar Eski Metinler: Geleneğin Gücü ve Keşiflerin Yarattığı Şaşkınlık Kitap Kapağı Yeni Dünyalar Eski Metinler: Geleneğin Gücü ve Keşiflerin Yarattığı Şaşkınlık
Anthony Grafton
Kitap Yayınevi
228
Batılı düşünürler 1550-1650 yılları arasında artık aradıkları her önemli gerçeği eski metinlerde bulabilecekleri inancından vazgeçtiler. Metin ile okuyucu buluşmasının hiçbir biçimi, bu değişimi denizde cereyan eden bir karşılaşmadan daha iyi izah edemez. Hint Adaları'nın tarihine ilişkin en özgün metinlerden birini yazan Cizvit Jose'de Acosta kendi seyahat deneyimlerinin eskiçağ filozofları ile çeliştiğini fark eder: "Hint Adaları'na vardığımda şair ve filozofların "Sıcak Kuşak" ile ilgili yazılarını okumuş biri olarak, Ekvator'a ulaştığımda kavurusu sıcağa dayanamayacağıma kendimi inandırmıştım; oysa tam tersi oldu. (Ekvator'u) geçtiğimizde bu mart ayında öylesine üşüdüm ki, ısınmak için güneşe çıktım. Aristoteles'in Meteorologika'sına ve felsefesine gülmekten başka çarem yoktu; zira onun kurallarına göre bu yerde ve bu mevsimde her şeyin sıcaktan kavrulması gerekirken, ben ve arkadaşlarım üşüyorduk." Oysa 1492 yılında iyi eğitimli tüm Avrupalılara göre bilgi en yetkin kitap olan İncil'de, Yunanlıların ve Romalıların felsefe, tarih ve edebiyat eserlerinde ve uzmanlık değeri yüksek birkaç modern eserde bulunmaktaydı. 17. yüzyılın başlarından itibaren bilginin ikametgahı artık astronomların teleskoplu gözlemleri, filozofların düşünceleri ve yazıları, denizcilerin yolculukları ile ilgili kayıtları ve hekimlerin anatomi raporlarıydı. Bu yeni dünya algılayışı gücünü, Avrupalıların "Yeni Dünya'nın keşfi' adını verdikleri hareketten alıyordu. Batılı kaşifler ve yazarlar varlığını asla tahmin etmedikleri yepyeni ülkeler ve toplumlar, gelenekler ve dinler, kadınlar ve erkeklerde baş etmek zorunda kaldılar. Keşifler yüzünden kitaplar bilgi kaynağı olarak yeterliliklerini ve yorum yapmak için işe yarar araçlar olma özelliklerini giderek yitirdiler.

!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Amy Singer – İyilik Yap Denize At

e-kitap indir
İyilik Yap Denize At: Müslüman Toplumlarda Hayırseverlik Kitap Kapağı İyilik Yap Denize At: Müslüman Toplumlarda Hayırseverlik
Amy Singer
Kitap Yayınevi
328

İyilik Yap Denize At
Müslüman Toplumlarda Hayırseverlik

"İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir!"

İslam inancı on dört yüzyılı aşkın bir süredir hayırseverliği vaaz ediyor olmasına rağmen İslamiyet tarihi bu bakış açısından hemen hemen hiç araştırılmadı.

Oysa sultanların, servet sahiplerinin, hatta orta halli insanların hayır için kurduğu vakıflar her çağda Müslüman toplumları ve kültürleri biçimlendirmişti. İslamiyetin doğuşundan bugüne kadar tarihsel koşulların, toplumsal statünün, toplumsal cinsiyetin, yaşın ve birçok diğer faktörün dini ideallerle etkileşim içinde hayırseverliğin birçok biçimini yarattığını görüyoruz.

Yazar bu kitabında Müslüman toplumlardaki hayırseverliğin temel kavram ve kurumlarını açıklıyor, toplumun her katmanında süregelen gönüllü faaliyetleri anlatıyor. Yazılı metinleri, yapıları, imgeleri ve objeleri kullanarak hayırseverliğin ardındaki güdüleri, varsılı ve yoksulu nasıl etkilediğini ve bunun nasıl siyasi hayatın bir parçası olduğunu gösteriyor. Kitabın birinci bölümü zekâta yakından bakıyor.

İkinci bölümde, Müslümanların hayatında önemli bir yer tutan gönüllü hayır işlerine vesile olan günler ve Müslüman dünyada hayır işinin herhalde en belirgin ve tanınmış şekli olan vakıflar irdeleniyor.

Üçüncü bölümde ise bağış alanların bağışların şekillenmesindeki rolünü anlamaya ve hayır işinin etkisini değerlendirmeye çalışılıyor.

Dördüncü bölümde bağış alanların en büyük grubu olan yoksullarla muhtaçlar ele alınıyor.

Nihayet beşinci bölümde devlet ile sivil toplum örgütleri veya özel kuruluşların toplumsal refah alanındaki katkıları tartışılıyor.

İslam toplumları tarihinin hayırseverliğin prizmasından bakılarak yeniden okunması, yönetimler ile yöneticilerin rolü, bireysel ve toplumsal sorumluluğun mahiyeti, dini öğretinin gücü, ailenin ve daha geniş hanelerin yapısı ve işlev tarzı; akrabalar, komşular ve yabancılar arası bağlantılar; cinsiyetin bireysel roller ve statü üstündeki derin etkisi ve servetin uygun kullanımına ilişkin tutumlara dair yeni bir perspektif sunuyor.

Osmanlı tarihi profesörü Amy Singer'in Türkçe yayınlanan diğer eserleri Kadılar, Kullar, Kudüslü Köylüler (Tarih Vakfı, 1996) ve Osmanlı'da Hayırseverlik Kudüs'te bir Haseki Sultan İmareti (Tarih Vakfı, 2004).


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Ali Ufki Bey & Albertus Bobovius – Saray-ı Enderun

e-kitap indir
Saray-ı Enderun: Topkapı Sarayı'nda Yaşam Kitap Kapağı Saray-ı Enderun: Topkapı Sarayı'nda Yaşam
Ali Ufki Bey & Albertus Bobovius
Kitap Yayınevi
84

Sahaftan Seçmeler Dizisi'nin ilk kitabının, Albert Bobovski ya da Santuri Ali Ufkî Bey'in Anıları: Topkapı Sarayı'nda Yaşam olması bizce çok anlamlı: En önemli bestekârlarından birinin Topkapı Sarayı'ndaki yaşamı anlatan yazmasını ancak 337 yıl sonra yayınlayabilen bir ülkeye herhalde pek sık rastlanmaz. Üstelik Ufkî'nin tahminen 1665'te yazdığı metni Almanlar 1669'da, İtalyanlar da 1679'da yayınlamışken... Yine de elinizdeki metin bu baskılardan yararlanarak hazırlanmamıştır. 1685'te, yani Ufkî'nin tahmini ölüm tarihinden on yıl sonra Fransa'nın İstanbul elçisi olan Pierre de Girardin bir biçimde Ali Ufkî'nin metnini ele geçirmiş ve bunu Fransızcaya çevirip sanki araştırmaları sonucunda kendi yazmış gibi Fransa'ya yollamıştır. Bu nedenle metinde biri Ali Ufkî'ye diğeri Girardin'e ait iki "ses" duyulmaktadır. Okurun bu sesleri kolaylıkla birbirinden ayırabileceğine ve Girardin'in, Annie Berthier ile Stefanos Yerasimos'un Giriş bölümünde belirttikleri gibi, "genellikle art niyetli yorumları"nı Ali Ufkî'ye mal etmeyeceğine inanıyoruz. Gelecekte Almanca metnin çevirisini yayınlayarak okurlarımızı Ali Ufkî ile baş başa bırakabilmeyi de istiyoruz.

Albertus Bobovius/Ali Ufkî Bey'in 1669'da Saray-ı Enderun adıyla Almanca yayınlanan kitabını Türkçeye çevirterek bu sözümüzü ?ancak 10 yıl sonra? yerine getiriyoruz. Değerli arkadaşımız Türkis Noyan eseri sadece Almancadan çevirmekle kalmadı, metni 1679 tarihli İtalyanca baskısıyla da karşılaştırdı ve her iki metnin birbirleriyle tutarlı olduklarını saptadı. Noyan'ın okurlarımıza sağladığı en önemli olanak ise Saray-ı Enderun'u Topkapı Sarayı'nda Yaşam'la karşılaştırıp Pierre de Girardin'in Ali Ufki'nin metinlerine nerelerde müdahale ettiğini saptayarak bu baskıya notlar koyması oldu.

Artık Ali Ufkî Bey ile baş başasınız...


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir