Jean Baudrillard – Neden Her Şey Hala Yok Olup Gitmedi?

e-kitap indir
Neden Her Şey Hala Yok Olup Gitmedi? Kitap Kapağı Neden Her Şey Hala Yok Olup Gitmedi?
Jean Baudrillard
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
36

"... hiçlikle birlikte yaşamayı öğrenmek gerekmektedir... Asıl önemli ve değerli olan şey hiçliktir... Bu bir nihilizm olarak nitelendirilebilir mi? Hayır nitelendirilmez, zira nihilizm hiçliğin unutulması demektir. Sahip olduğu o her şeye karşı duyarsız kılma gücü sayesinde nihilist olan bir şey varsa o da sistemdir. Baudrillard'ın deyimiyle sistem "hakikaten inkarcıdır", çünkü kendisi hiçliğin, her türlü illüzyonun inkar edilmiş biçimidir. Geriye meydan okuyan, dünyanın bir illüzyonun inkar edilmiş biçimidir. Geriye meydan okuyan, dünyanın bir illüzyona benzediğini iddia edip, bir şeyler olması gerekirken neden hiçbir şey olmadığını soran ve "hiç bitip tükenmeyecek bir anlam görünümüne sahip hiçliğin peşini bırakmayan" radikal düşünceden başka bir şey kalmamıştır.

Bu bir karşı metafizik düşünce değil, tamamıyla metafizik düşünce karşıtı olarak nitelendirilebilecek bir düşüncedir."

François L'Yvonnet


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Jean Baudrillard – Kusursuz Cinayet

e-kitap indir
Kusursuz Cinayet Kitap Kapağı Kusursuz Cinayet
Jean Baudrillard
Ayrıntı Yayınları
175

Bu, bir cinayetin -gerçekliğin katilinin- öyküsüdür. Ve bir yanılsamanın -yaşamsal yanılsamanın, dünyaya ilişkin temel yanılsamanın- yok edilmesinin öyküsüdür. Gerçek, yanılsama içinde kaybolmaz; bütünsel gerçeklik içinde kaybolan, yanılsamadır.Eğer cinayet kusursuz olsaydı, cinayetin öğelerini sergilemeyi amaçlayan bu kitabın da kusursuz olması gerekirdi.Ne yazık ki cinayet hiçbir zaman kusursuz değildir. Kaldı ki gerçeğin yok edilmesini anlatan bu polisiye kitapta, ne nedenler ne de katiller saptanabildi ve gerçeğin cesedi de hiçbir zaman bulunamadı.Bu kitabı yönlendiren düşünceye gelince, o da hiçbir zaman saptanamadı. Cinayetin silahı bu düşünceydi.Her ne kadar cinayet hiçbir biçimde kusursuz olmasa da, kusursuzluk, adının da gösterdiği gibi her zaman bir suçla ilgilidir. Aynen kötülüğün şeffaflığı içinde, kötülüğü oluşturanın şeffaflığın kendisi olması gibi kusursuz cinayette de kusursuzluğun kendisi cinayettir. Ama kusursuzluk hiçbir zaman cezasız kalmaz: Kusursuzluğun cezası, onun aynen yeniden üretilmesidir.Bu cinayette hafifletici nedenler bulunabilir mi? Kuşkusuz hayır, çünkü bunları her zaman cinayetin nedenleri ya da cinayeti işleyenler arasında aramak gerekir. Oysa bir cinayette bir neden ya da katiller bulunmamakta ve dolayısıyla açıklanamaz niteliğini mükemmel bir şekilde korumaktadır. Gerçek kusursuzluğu da buradan kaynaklanmaktadır. Cinayet bir kavram olarak ele alındığında, bunun, daha çok, ağırlaştırıcı bir neden olduğu tartışma götürmez.Cinayetin sonuçları sürekli bir nitelik sunuyorsa, bunun nedeni, ne katil ne de kurbanın olmamasıdır. Eğer bunlardan biri ya da öteki var olsaydı, cinayetin gizi günün birinde ortaya çıkar ve cinayet süreci de çözülmüş olurdu. Sonuç olarak giz, katil ve kurbanın birbirine karışmasına dayanmaktadır. "Son çözümlemede, katil ve kurban aynı kişidir. İnsan soyunun birliğini anlamamız, ancak bu nihai eşdeğerliğin gerçekliğini tüm korkunçluğu içinde anlamamızla olanaklıdır. (Eric Gans)Son çözümlemede, nesne ve özne birdir. Dünyanın özünü kavramamız, ancak bu kökten eşdeğerliğin gerçekliğini tüm alaycılığı içinde kavramamızla olanaklıdır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Jean Baudrillard – Üretimin Aynası Yada Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması

e-kitap indir
Üretimin Aynası Yada Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması Kitap Kapağı Üretimin Aynası Yada Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması
Jean Baudrillard
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
155

Jean Baudrillard Üretimin Aynası'nda, kendini kapitalizmin radikal bir eleştirisi olarak sunan Marksist ekonomi politiği radikal bir şekilde eleştirmektedir. Ona göre Marksizm, modern toplumun merkezine üretimi koymakla aslında burjuvaziye hizmet etmektedir : Tarihi materyalizm, diyalektik, üretim biçimi, emek gücü gibi kavramlar Marksist kuramın, burjuva düşünürler tarafından üretilen doğa, gelişme, akıl, emek, değiş tokuş gibi evrensel kavramlara bir son vermek amacıyla yararlandığı kavramlar iken günümüzde aynı tarihi materyalizm, ürettiği bütün bu kavramları en az burjuvazininki kadar acımasız bir "eleştirel" emperyalizmle evrenselleştirmeye çalışmaktadır.

Baudrillard'a göre Marx'ın ortaya attığı üretim, üretim biçimi, değişim değeri gibi kavramlar evrenselleştikleri andan itibaren çözümleme yeteneklerini yitirip anlam dininin egemenliği altına girerek bir tür kutsal kurala dönüşmekte ve genelleşmiş bir sistemi kuramsal açıdan yeniden üretmektedirler. Bu kavramlar göstergelere, yani "gerçek" bir gösterilenin gösterenlerine dönüşmekte ve varlıklarını ancak göstergelerden oluşan düşsel bir evrende, insanı baskı altına alan bir simülasyon evreninde südürebilmektedirler.

"... ilkel toplumlarda ne üretim vardır ne de üretim biçimleri. İlkel toplumlarda bilinçaltı da yoktur. Bütün bu kavramlarla ancak bizim gibi ekonomi politiğe boyun eğen toplumları çözümleyebilirsiniz... ideologlarımızın kendi ürettikleri kavramlardan yola çıkarak ilkel toplumlara bir ereklilik, akılcı bir yapı kazandırmaya ve kodlamaya kalkıştıklarında kendi kendimize onları ilkel toplumlarda böyle bir ereklilik, akılcı yapı ve böyle bir kod aramaya iten nedenin o her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırma saplantısı olup olmadığını soralım. Marksizm ve psikanalizi (burjuva ideolojisinden söz etmeye bile gerek görmüyoruz çünkü bu düzeyde ele alındıklarında Marksizm ve burjuva ideolojisi arasında hiçbir fark yoktur) başka toplumlara ihraç etmek yerine ilkel toplumları sorgulayalım, onların Marksizm ve psikanaliz üzerindeki tüm etkilerini tartışalım."


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Jean Baudrillard – Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri

e-kitap indir
Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri Kitap Kapağı Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri
Jean Baudrillard
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
278

Gösterge ekonomi politiğinin eleştirisini yapan kuramcı sayısı yok denilecek kadar azdır. Veblen ve Goblot kültürel sınıf çözümlemesinin önünü açan çok önemli isimlerdir. Bu çözümleme "diyalektik materyalizmin" yapmış olduğu üretim güçleriyle ilgili çözümlemenin ötesine geçerek gösterişe yönelik bir değerler mantığından söz etmektedir. Bu mantığa göre egemen sınıf toplum üstünde kurduğu ve kodlar aracılığıyla sürdürdüğü hâkimiyeti devam ettirebilmek amacıyla, değerleri "tözsel açıdan değişikliğe" uğratmış ve böylelikle ekonomik düzende devrimler yaparak, toplumsal ilişkilerde değişikliğe yol açılmasını engellemiştir.
Ekonomik düzende belirleyici olan, birikim ya da artı-değerin elde edilme biçimidir. Kültürel göstergeler düzeninde belirleyici olansa harcama, yani yaşamın her alanına egemen olan koda boyun eğip töz değişikliğine uğrayarak gösterge/değer biçimini alan ekonomik değişim değeridir. Egemen sınıflar (ilkel ve geleneksel toplumlar) egemenliklerini ya her zaman gösterge/değerler üstüne oturtmuş ya da (kapitalist burjuva düzeninde olduğu gibi) sahip oldukları bu ekonomik ayrıcalığı göstergeler aracılığıyla sergileyerek onlara bir aşkınlık, bir kutsallık kazandırmaya çalışmışlardır. Egemenliğin en kusursuz aşaması bu sonuncusudur. Çünkü sınıf mantığının yerini alan bu mantık, üretim araçlarının mülkiyetiyle değil, anlam üretiminin denetimiyle ilgili olup maddi üretimden çok farklı bir üretim biçiminin varlığını zorunlu kılmaktadır; zaten Marksist çözümlemenin içinden çıkamadığı nokta da budur.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir