İsmet Özel – Cuma Mektupları 1
Tiyo Yayınları
632
1989 senesinde birincisi neşredilen Cuma Mektupları kitaplarının ilk beş cildi gözden geçirilip tek bir ciltte toplandı. Yeni önsözlü ve yeni edisyonlu kitabın arka kapağında şu satırlar yazılı:
27 Mayıs 1960 sabahından başlayarak milletçe iki badireyi atlatma serencamı içindeyiz. Önce sınıf meselesinde, bilahare kimlik meselesinde Batı Medeniyeti eliyle azdırılmış pürüzleri birer engel olmaktan çıkarmamız gerekiyordu ve hâlâ gerekiyor. Millet hayatına kast etmiş bu badireleri halen atlatamamış olmamız Türk olmayanların kâr hanesine yazıldı. Türk olmak istiklâl bahsinde koyu mutaassıp, çok kıskanç, aşırı derecede tavizsiz olmayı gerektiriyor. Türk istiklalinin ne ile kaim olduğu bir yandan ölüm korkusu, öbür yandan dünya sevgisiyle sarılıp sarmalanmış, görünmez hale getirilmiştir. Türk istiklâlini görünür kılacaksak bunun altından ancak sınıf bilinci edinerek kalkabileceğiz. Sınıf bilinci edinmemiz de doğrudan doğruya millî hüviyeti kesp etmemizle imkân sahasına girecek.
Cuma Mektupları’nın her biri bir öncekinden daha okunaklı birer istiklâl reçetesiyse hep öyle kalmıştır. Ne terkibi için bir eczacının maharetine tevdi, ne de müşteki bir hastanın vücudu münasebetiyle tatbikatına tevessül edilmiştir. Nazariyat mı? Allah nazardan saklasın!
İsmet Özel – Cuma Mektupları 2
Tiyo Yayınları
496
Cuma Mektupları kitabının ikinci cildi, 8 Haziran 2001 - 30 Mayıs 2003 tarihleri arasında yayınlanmış Cuma Mektupları’nın beş kitap olarak neşrolunmuş halinin yeni edisyon ve yeni önsöz ile tek ciltte toplanmış halidir. Kitabın arka kapağında şu satırlar yazılı:
Neden İslâmiyet değil de Türklük? Bu hem tarihî şartlar gereği ikisini birbirinden ayırmanın anlamsızlığı yüzünden böyledir, hem de kapitalizm dışında bir hayat tarzı aramanın bizi sevk ettiği yön bakımından böyledir. İslâmiyet’i onun bayraktarlığını yapmadan üstün vasfıyla tanıyamazsınız. Türklük İslâm bayraktarlığından başka bir şeyse onu anmaya değmez. Hâlbuki her anti-Türk tutumun Avrupa medeniyetinin kölesi değilse, müttefiki olmak zorunda kaldığını anlamak zor değil. Her Türk yanlısı tutumun ancak kapitalizmle topyekûn uzlaşmazlığını belirgin kılarak anlam alanında kendine yer bulabildiğini de kolayca fark ediyoruz. Yine de bütün bunlar Türkiye’de Türkiye hesabına casusluk yapmanın zorluğunu ortadan kaldırmıyor. Ağır bir yük. Çetin bir uğraş. Bütün bu söylediklerimi ben söylemek zorunda kalayım istemezdim. İsterdim ki biri çıkıp bütün bunları daha da çoğunu, daha da güzelini bana söylesin.
İsmet Özel – Cuma Mektupları 3
Tiyo Yayınları
176
Türkiye'yi kimler yönetiyor? * Türkiye'de kimler yönetiliyor? * Türkiye'yi kimler yönetemiyor? * Türkiye'de kimler yönetilemiyor? * Düşünceler dünyayı değiştiremez * İnsansız düşüncelerin serencamı * Düşünceler insanlara kavuşunca * Çankaya size yeter * Satılık insan hakları * Yavuz Laiklik bastırılan bağımsızlık * Dünya sistemi Almanya ve Türkiye.