Hüseyin Rahmi Gürpınar – Hakka Sığındık
Özgür Yayınları
152
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Hakk'a Sığındık romanı, ana kahramanının polis olduğu doğalcı toplumsal polisiye romanlarındandır; yazarın yoksulların kendi sırtlarından zengin olanlara duyduğu kinden, boş inançların dolandırıcılıklara yol açmasına dek hemen bütün Gürpınar temalarını bir arada içeren bu roman; yürek burkan betimlemeleri, heyecanlı ve merak uyandırıcı anlatımı, canlı, gerçekçi kahramanlarıyla dikkati çekmektedir. Gürpınar'ın bütün roman ve öykülerinde olduğu gibi...
Hüseyin Rahmi Gürpınar – Melek Sanmıştım Şeytanı
Karbon Kitaplar
85
İyi, Kötü ne olursa olsun, maksat gönül rahatlığına ermekti. Biz karımla bu huzuru bulmuştuk. Çoğumuz böyle değil miyiz? Hayatın bazı sahte durumlarını gerçeğe almak yanılgısıyla yaşayıp gidiyoruz. Hep aldatmak, aldanmak oyunları içindeyiz. Ahlakça, toplumca, ailece vicdamızdan gizlenen öyle gerçekler vardır ki, anlamayarak acılarından kurtulduğımıza sevinmelimiyiz. Bir saat sonra öleceğini bilmeyen adamın kafaca rahatlığı gibi...
Hüseyin Rahmi Gürpınar – Mezarından Kalkan Şehit Mutallaka
Everest Yayınları
244
Hüseyin Rahmi'nin "en sevdiğim romanım" dediği Mezarından Kalkan Şehit, materyalist bir gencin, şehir efsaneleriyle mücadelesini anlatıyor. İstanbul'un gündelik hayatından, siyasi tartışmalardan sıkılan Şevki, eski bir dostunun Kartal'daki kır evine misafir olarak gider. Bölge halkınca Cinli Köşk olarak bilinen, "duvarına sürtünenin bile çarpıldığı" eski bir köşkün sırrını çözmeye çalışırken bu evin sakinleriyle tanışır ve bir süre sonra bu tekinsiz köşke damat olarak girer.
Anlatılanlara göre, Sarıkamış Harekâtı'nda şehit düşen evin büyük oğlu, cuma geceleri torununu kaybetmenin üzüntüsüyle aklını yitirmiş olan büyükanneyi ziyaret etmektedir. Üstelik bu ziyaretin başka şahitleri de vardır. Peri masallarına inanmayan Şevki, bu hikâyenin aslını öğrenmek için araştırmalara başlar.
Yer yer polisiye öğeler barındıran ve Mehmet Kaplan'ın "Meraklı bir vakaya dayanan bir sır romanıdır," diye tanımladığı eserde yazar, okuyucunun merakını son ana kadar diri tutmayı başarıyor.
Mutallaka ise ilk mektup romanlarımızdan biri. Yazarın "evliliğimden sonra doğacak kızımın kayınvalidesi olacak kadına ithaf ediyorum," dediği bu kısa romanda, sonu gelmeyen gelin-kaynana kavgaları konu ediliyor.