Erhan Bener – Acemiler

e-kitap indir
Acemiler Kitap Kapağı Acemiler
Erhan Bener
Ayrıntı Yayınları
192

Ayrıntı Yayınları, Türkçe edebiyatın usta kalemlerinden, 2007 yılında kaybettiğimiz Erhan Bener'in bütün eserlerini yayımlamaya başlıyor. 1929 yılında Kıbrıs'ta doğan, 1950 yılında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olduktan sonra girdiği Maliye Bakanlığı'nın çeşitli kademelerinde çalışmış, 1975 yılında Emekli Sandığı Genel Müdürü iken kendi isteğiyle emekliye ayrılıp kendini tamamen edebiyata adamıştır.

Erhan Bener uzun yazarlık serüvenine 1953 yılında yayımlanan Acemiler kitabıyla başlamıştı. Ayrıntı Yayınları da Bütün Eserleri'ne aynı kitapla başlamayı uygun bulmuştur. Bener'in 1953 yılında Acemiler'in yayımlanmasıyla başlayan ve Yalnızlar, Loş Ayna, Kedi ve Ölüm ve Baharla Gelen'in izlediği verimli ilk edebi döneminin ardından on yıllık bir edebi suskunluk, maliye kitapları yazdığı yoğun mesleki çalışmalar dönemi vardır.

Bener'in ilk dönem romanlarında (Acemiler, Yalnızlar, Loş Ayna, Kedi ve Ölüm ve Baharla Gelen) birey- toplum çatışmalarının kaynağına içten bir bakış vardır. Roman kişileri, kendilerini çatışma noktasına getiren nedenleri yine kendileri irdeler.

Bener, ilk dönem romanlarında (Acemiler, Yalnızlar, Baharla Gelen) insanın varoluş karşısındaki aczinin farkına varışını ve bu nedenle duyduğu varoluş sancılarını yansıtır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Ernesto Sabato – Karanlıklar Efendisi

e-kitap indir
Karanlıklar Efendisi Kitap Kapağı Karanlıklar Efendisi
Ernesto Sabato
Ayrıntı Yayınları
464

Kötülük ve karanlık yeryüzüne egemen olmuştur. Şeytan Tanrı'yı yok edip onun yerine geçmiş ve dünyaya da Tanrı'nın Şeytan'ı altettiği yalanını yaymıştır. Böylece insanları, içinde yaşadığımız ürkütücü dünyanın sorumlusunun Tanrı olduğuna inandırıp O’nu gözden düşürmüştür. Yoksa o Tanrı nasıl olur da milyonlarca insanın toplama kamplarında yakılmasına, Hiroşima’da atom bombası, Vietnam’da napalm bombalarıyla ucubeye dönmesine, işkence tezgâhlarında insalıklarından çıkartılıp öldürülmesine izin verebilir ki?

XX. yüzyılda yaşanan bunalımların tanığı olmuş, bu yüzyılın bütün dünya görüşlerini, inanç ve inançsızlıklarını tanımış bir yazardan insan ruhunun labirentlerinde gezinen bir roman Karanlıkların Efendisi.

İçinden kabaran sancılı edebiyat çağrısına yenik düşüp bilimi ve “ışığı” bıraktıktan sonra Sabato sadece üç roman yayımladı. Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan Tünel ve Kahramanlar ve Mezarlar’dan sonra elinizdeki kitap bu üçlemenin sonuncusu. İlk iki romanda izini sürdüğü yalnızlık, iletişim ihtiyacı ve bunalımlar; saplantı ve belki de paranoya derecesine varan körlük, ensest, ölüm, kötülük, kahramanlık gibi motifler Karanlıkların Efendisi’nde şahikasına ulaşıyor.

Bu üç roman birbirine “bir bileşik kaplar ağı”yla, ipince tüplerle, kanallarlabağlanıyor. Ortaya bir Buenos Aires romanının ötesinde, köken ve ırk ayırmaksızın bir insanlık romanı çıkıyor. Romanda boy gösteren Che, Borges gibi ünlü Arjantinlilerin yanı sıra dönemin entelektüellerinden, sürgün Nazi subaylarına kadar birçok insanın oluşturduğu kalabalık bir kadro hayal dünyamıza doluyor. Tünel’de cenin halinde olan kimi kahramanlar Kahramanlar ve Mezarlar’da biraz gelişiyor; Karanlıkların Efendisi’ndeyse yazarın karşısına dikilip onu sorguluyor, başına bela oluyorlar âdeta.

Yüzyılın klasikleri arasında yerini almış bir kitap.

Gerçek bir roman okumayı özleyenlere...


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Ayten Kaya Görgün – Arıza Babaların Çatlak Kızları

e-kitap indir
Arıza Babaların Çatlak Kızları Kitap Kapağı Arıza Babaların Çatlak Kızları
Ayten Kaya Görgün
Ayrıntı Yayınları
160

Ayten Kaya Görgün'ün ilk romanı Arıza Babaların Çatlak Kızları, köyden kente göç olgusunu, Ankara'nın varoşlarında kır ve kenti iç içe yaşayan birinci ve ikinci kuşak göçmenlerin 80'lerdeki yaşam öykülerini ironik bir dille işliyor.
Anadolu'nun en sahipsiz bırakılmış ıssız köşelerinden, son umutlarını toplayıp atalarından kalma toprakları terketme cesareti göstererek, Samsun Asfaltı'ndan girdikleri bu kentin sağına soluna dağılan insanlar, kurdukları yeni mahallelerde buluştular. Yüklerini gelincik tarlalarının, papatyaların ortasına indirenler, dede yadigârı maşrapalar, bakır kazanlar, el dokuma kilimler ne var ne yoksa hepsini üçe beşe bakmadan tuğlaya, kuma, çimentoya, kazmaya, küreğe yatırdılar. El birliğiyle harcını karıp, üç duvarını ördülerse, dördüncüyü kıl kilimle çevirdikleri, çatısı gökyüzü olan tek göz damlarda "başlı-kıçlı" yattılar.
Kenti bir halka gibi çevreleyen bu çorak arazide elektrik veya su olsa tesisatçı bile olmaya aday erkekler hem mimar, hem duvar ustası, hem sıvacı, hem boyacı, hem camcıydılar... Kadınlar hem aşçı, hem taşıyıcı, hem badanacı, hem kuyu kazıcı, hem sucu, hem terzi... Çocuklar her şeydiler fakat sadece çocuk değildiler... Yine de en çabuk onlar alışmıştı kentin köye, köyün kente dönüştüğü bu silsileye. Anne-babalarından önce çözüldü dilleri. Ve onlara kılavuz olmakta gecikmediler.
Bu mahallelerde büyüyen yeni kuşağın, bir ayağında gelenekler, diğer ayağında kentin göz alıcı ışıkları takılıydı. Bir kulaklarında babalarının öğütsel yasakları, diğer kulaklarında yeni ufuklardan yayılan cezbedici sesler... Arıza Babaların Çatlak Kızları, aynı havanda dövülüp, aynı imbikte damıtılan insanların kimilerinin sirke, kimilerinin şıra, kimilerininse şarap olma öyküsünü anlatıyor...


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Jean Genet – Denizci

e-kitap indir
Denizci Kitap Kapağı Denizci
Jean Genet
Ayrıntı Yayınları
288

Jean Genet, bu kez "başyapıtı" olarak nitelenen Denizci'yle karşımızda. Bizi şiddetin estetiğine davet ederken, insan doğasını uçsuz bucaksız karanlıklarına sürüklüyor yine. Her zamanki küstahlığı, radikalliği ve anlatısındaki sonsuz özgürlükle... Diğer kitaplarında kendi benliğini parçalayarak, dağıtarak, damıtarak sergileyen yazar, bu romanında ilk kez parçalanma, dağıtma, damıtma sürecinin kendisini, "O" diye adlandırıp nesneleştirerek, metinle arasına mesafe koyarak, metinle arasına mesafe koyarak, metne yabancılaşarak dile getiriyor. Bir yazarlar kuşağının oluşmasına ve kendini özgür hissetmesine yardımcı olan, ardından gelenlere izleyebilecekleri ışıklı bir yol bırakan, her geçen yıl değeri daha çok anlaşılan ve hayranlık duyulan, zaman direnç gösteren unutulmaz yapıtların yaratıcısı, büyük edebiyatçı Genet bu romana mekan olarak Fransa'nın Brest kentini seçmiş. Denizcilerden, eşcinsellerden ve canilerden oluşan, polislerle genelev patronlarının da zaman zaman arzı endam ettiği bir muhitte, baş kahramanı Querelle'in dramını o renkli, güçlü, şiirsel anlatımıyla aktarıyor. Eşcinsel denizci Querelle, yaşamın kıyısındaki bu insanların arasında yasadışı olaylara, cinayetlere karışır. Querelle "kavga" demek. Erkek ismi olarak kullanıldığında Genet'ye özgü bir tersine dönmeyle meleklik, saflık, suçsuzluk gibi anlamlar da ediniyor. Ama burada söz konusu olan kendi başına suçsuzluk değil, suçun kendisinden fışkıran bir suçsuzluk. Suçu başkaları üzerinden değil, kendi üzerinden düşünmeye davet eden bir suçsuzluk.

Yazar bu romanında eşcinsellik, hırsızlık ve ihanetin sözcülüğünü açık saçık bir tavırla üstleniyor. Ancak Jean Cocteau'nun deyişiyle, "hiç de müstehcen olmayan bir müstehcenlik"le. Edebiyata "skandal yaratan bir yazar" olarak giren, yıllar geçtikçe yapıtlarının gücünden hiçbir şey yitirmediği anlaşılan Genet, Witold Gombrowicz'e göre, "modern güzelliğin bir örneğini sunmak"tan başka bir şey yapmamıştır aslında. Denizci'nin 1982 yılında bir başka dahi, Alman sinemasının ünlü yönetmeni Fassbinder tarafından unutulmaz bir filminin çekildiğini de hatırlatalım.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir