Elias Canetti – Kitle ve İktidar

e-kitap indir
Kitle ve İktidar Kitap Kapağı Kitle ve İktidar
Elias Canetti
Ayrıntı Yayınları
496

Elias Canetti'nin 30 yıllık çalışmasının ürünü olan Kitle ve İktidar sosyoloji, antropoloji, psikoloji... gibi disiplinleri içeren; ama onların sınırlarıyla yetinmeyen benzersiz bir çalışma olarak tanınıyor.

Canetti bu kitabında "kitle" ve "iktidar"ın birbirlerini nasıl etkileyip çoğalttığını; insanlar arasında "emir" ve "itaat" ilişkisinin nasıl biçimlenerek saldırganlık mekanizmalarına dönüştüğünü anlatıyor. En az sorgulanan, dolayısıyla en tehlikeli şey olan "emir verme"nin emredilende özgür bir kişilik edinmesini önleyen bir sızı bıraktığını, bu sızının sürekli emredilen-lerde katmerleşerek itaati içselleştirdiğini gösteriyor.

Canetti 1930'larda kitle eylemlerinin her tür politik mücadelenin en önemli silahı olduğunu fark ederek "kitle" ve "iktidar" ilişkisi üzerinde çalışmaya başlar. Çalışması ilerledikçe ilişkinin "tarih üstü" boyutlarını keşfeder ve insanın özüne yönelir. Hayvan sürülerini, bir araya gelmiş her tür insan topluluğunu çağ, coğrafya, din farkı gözetmeksizin devasa bir literatür taraması yaparak inceler. Yaşadığı yıllar, özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın tarihteki en büyük kitle hareketlerinin ve kitlesel yıkımların görüldüğü yıllar olması; bir "iktidar" simgesi olarak Hitler'in vahşeti doğru iz üzerinde olduğunu gösterir: Kitle yıkıcı, iktidar öldürücüdür. İnsan "iktidar" isteği ile Tanrı'nın kıyamet ve dehşet tehdidini çalmıştır. Ölüme karşı direnmenin yolu ise emre karşı koymak ve yaratmaktır.
Canetti "düşünmek ısrar etmektir" diyerek Kitle ve İktidar'ı kaleme aldığı 30 yıl boyunca bu çalışmasını gölgeleyecek kapsamda başka eser vermedi. Çok sayıda araştırmaya ve her yıl Viyana'da düzenlenen bir sempozyuma konu olan bu kitaptan sonra insan doğasının kitle ve iktidarla ilişkisini bu denli kuşatan başka bir kitap da yayımlanmadı. Düşünsel zenginliğinin yanı sıra böylesi kitaplarda çok az rastlanan edebi bir anlatıma da sahip olan Kitle ve İktidar, zamana karşı direnerek insanı anlamada başvuracağımız vazgeçilmez kaynaklardan biri haline geldi.

Anlamanın müthiş bahtiyarlığını hissetmek isteyenler için...


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Johan Huizinga – Homo Ludens

e-kitap indir
Homo Ludens: Oyunun Toplumsal İşlevi Üzerine Bir Deneme Kitap Kapağı Homo Ludens: Oyunun Toplumsal İşlevi Üzerine Bir Deneme
Johan Huizinga
Ayrıntı Yayınları
288

Biz insanların Homo Sapiens nitelemesini hak edecek kadar akıllı olmadığımız anlaşıldı... Birçok hayvanın alet yapabildiği, dolayısıyla insana Homo Faber demenin de anlamsız olduğu görüldü... Peki, biz kimiz? İnsana özgü üçüncü bir özellik olarak Homo Ludens’i, yani oyun oynayan insanı bu nitelemeler arasına katamaz mıyız?
Johan Huizinga, Homo Ludens adlı bu temel eserinde yeryüzünde insana ait her şeyin başlangıcının oyun olduğunu gösteriyor. Önce oyun vardı!

Oyun kurgusal olduğu bilinen ve gündelik hayatın dışında yer alan, bununla birlikte oyuncuyu da tamamen içine çeken, gönüllü, özgür bir eylemdir. Sınırları özellikle belirlenmiş zaman ve mekân içinde gerçekleşen, her türlü maddi çıkardan ve yarardan uzak olan bu eylem, verili kurallara göre, belli bir düzen içinde yerine getirilir. Oyuncu ve kimi zaman da seyirci kendinden geçer, coşar... Bu şekilde tanımlanan oyun, tarih boyunca, hayatın her alanında kültürün temel öğesi olarak varlığını sürdürmüştür.
Huizinga, kolektif hayatın bütün önemli biçimlerinin –ibadet, şiir, müzik, dans, bilgelik, bilim, hukuk, mücadele ve savaş– ortaya çıkışında oyunun son derece etkin bir rol oynadığını, Doğu ve Batı dünyasına ilişkin zengin tarihsel bilgi ve belgelere dayanarak gösteriyor. Fakat modern çağlarla birlikte oyun, hayatı zenginleştiren bir unsur olmaktan çıkıp bugünkü dar anlamına kapanınca, katlanılması daha güç, renksiz ve tekdüze hayatlar yaşamaya başladığımızı da Huizinga’dan öğreniyoruz: Ekonomik güç ve çıkarların dünyanın gidişatını belirleyeceğine utanç verici biçimde inanıyoruz; ibadet eder gibi çalışıyor ve üretiyoruz; yavan ve kuru yarar duygusu, burjuva rahatlığı ideali zihniyetlerimizi etkiliyor. Oyuna toplumlarımızda artık yer yok; hayatın bütünlüğünden dışlanıp, sanayiye malzeme olsun diye bir köşeye atıldı...
Yeniden oyun oynayan insan olmayı isteyenler için...

“Pek çok insanın yaşamında dönüm noktası olan kitapların bulunduğunu, kendi özyaşam çizgimde de iki kitabın önemli yeri olduğunu belirtmek isterim. Bunlardan birincisi, bu kitabın esinlendiği Hollandalı tarihçi J. Huizinga’nın Homo Ludens’idir. (…) 1950’lerde bu kitabı okuduktan sonra bütün bir yaşam boyu ne yapacağımın da kararını vermiştim.”

-Metin And, Oyun ve Büyü-


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Jon Nuttall – Ahlak Üzerine Tartışmalar

e-kitap indir
Ahlak Üzerine Tartışmalar: Etiğe Giriş Kitap Kapağı Ahlak Üzerine Tartışmalar: Etiğe Giriş
Jon Nuttall
Ayrıntı Yayınları
234

Ahlaki yargılarımız, tıpkı arzularımız ve isteklerimiz gibi yaptıklarımızın (ya da yapmadıklarımızın) güdüleyicisi olabilir. Ahlaki yargılar aynı zamanda kendimizin, toplumumuzun, dünyamızın başına gelebilecek şeyler konusundaki tavrımızı da şekillendirir. Bunu bazen "iyi-kötü", "doğru-terorist" gibi doğrudan değer ifade eden yargılarla bazen de "sapık, deli, terörist" gibi değer-yüklü sozcüklerle pek düşünmeden yaparız. Madem Modern çağda bunlar ne denli güvenilirdir ve başka yargılarımızla ne ölçüde tutarlıdır? Ahlak Üzerine Tartışmalar bu soru(n)ları gündelik olaylardan yola çıkarak irdeleyen bir kitap.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Mikhail Bakhtin – Karnavaldan Romana

e-kitap indir
Karnavaldan Romana Kitap Kapağı Karnavaldan Romana
Mikhail Bakhtin
Ayrıntı Yayınları
368

Mikhail Bakhtin 1920'lerde başlayıp 1975'te ölümüne dek Sovyetler Birliği'nde sürdürdüğü çalışmalarla Avrupa ve ABD'nin 1980 sonrası entelektüel ortamına damgasını vurmuş bir insan bilimleri ve dil felsefecisi, kültür ve edebiyat kuramcısıdır. Bu konulardaki tartışmalara 60'larda egemen olan yapısalcı ve 70'lerde yaygınlık kazanan yapısalcılık sonrası yaklaşımların sınırlarının belirlenip aşılması yolundaki çabaların en güçlü, en verimli esin kaynağı olmuştur. Yapıtlarını, kendisinden habersiz, hatta kendisinden sonra geliştirilmiş birçok kurama verilmiş yanıtlar olarak okumak mümkündür. Biçimciliğe ve yapısalcılığa yanıtında tarihselliği ve sözün toplumsal yaşamını; yapısalcılık sonrası antihümanist kuşkuculuğa yanıtında da bağlamsallığı ve toplumsal bir ütopyayı kavramlaştırmanın dilini oluşturmuştur. Marksist eleştiriye, kaba indirgemeciliğe direnen, dilin ve edebiyatın toplumsal yaşamı kurma işlevini vurgulayan bir boyut katmıştır. Günümüzde feminist, postkolonyalist, Marksist eleştiri söylemlerinde, kültür çalışmaları alanında, Bakhtin'in diyalog ve karnaval kavramlarına değinmeden ilerleyen bir tartışma bulmak zordur.

Bu derleme için seçilen yazılarda incelenen alan edebiyat, tanımlananlar ise tür, karnaval ve romandır. Edebiyatta özgün yaratıyla onu mümkün kılan verili anlam dünyası, tek bir söz edimiyle bütün bir dil, şimdiyle geçmiş, tür kavramı içinde birbirinr dokunur. Karnaval, edebiyatla edebiyat dışının maksimum temas noktasıdır. Romandaysa tür ve karnaval bir kural tanımazlıkla roman içinde birbirleriyle haşır neşir olur, çatışır. Bu iç içe geçiş kurallarını sarsar, geleneksel anlamıyla tür kavramının alaşağı edilmesine neden olur. Karnavalın sunduğu hazzın kaynağında, sözün somut gerçeklikle bağlarını yeniden keşfedişi yatmaktadır.

Ayrıntı Yayınları olarak "sözün yaşama dokunduğu anın yazarı" Bakhtin'i, edebiyat teorisinin bu dev kalemini ilk kez Türkçeye kazandırmaktan gurur duyuyor; Marksizm ve Dil Felsefesi, Edebiyatın Yaratılışı, Edebiyat Kuramı ve Edebiyat Olarak Hayat'la beraber okunmasını öneriyoruz...

Bakhtin'in kuramı, yapısalcılık sonrası dönemde hayat olup olmadığını merak etmeye başlayan edebiyat eleştirmenlerine yeni bir umut verdi.
- David Lodge-

Mikhail Bakhtin, insan bilimleri alanındaki en önemli Sovyet düşünürü ve yirminci yüzyılın en büyük edebiyat kuramcısıdır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir