Richard Sennett – Yeni Kapitalizmin Kültürü

e-kitap indir
Yeni Kapitalizmin Kültürü Kitap Kapağı Yeni Kapitalizmin Kültürü
Richard Sennett
Ayrıntı Yayınları
144

Büyük fikirlerle özgül olaylar arasında yolunu hep ustalıkla çizen, her çalışmasında günümüz toplumlarının derinliklerine açılan yeni kapıların anahtarlarını bize sunan Richard Sennett, Yale Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Castle Konferansları kapsamındaki sunumlarından oluşan bu kitabında da öz olarak emek sermaye ilişkilerinin aldığı yeni biçimler üzerinde yoğunlaşıyor. Kitabın Giriş'inde, "İşyerindeki iktidar ve otorite ilişkisine geçmiştekinden daha fazla kafa yormam gerekti. Geçmişe bakmak beni ileri bakmaya, hem zihinsel emekteki hem de kol emeğindeki zanaatçılık ruhunu yeniden keşfetmeye yöneltti" diyor Sennett. İçinde yine yerinde tespitlerin ve yaratıcı fikirlerin birbiriyle yarıştığı kitap üç ana bölümden oluşuyor.

 

Sırasıyla, kurumların geçirdiği değişim, beceri toplumunun yeteneğe bakışı ile insanların işe yaramaz hale gelmekten duyduğu korku arasındaki ilişki ve tüketim politikalarının siyasetle bağlantısı ele alınıyor bu bölümlerde. İşyerlerinde yaşanan kurumsal değişimlerden doğrudan etkilenenler aslında ekonominin küçük bir dilimini teşkil etmekle birlikte, yaşanan değişimlerin kültürel etkisi çok daha derinlere işliyor. Yeni kurumlar yeni beceri ve kabiliyetler gerektiriyor. Ve bu yeni kurumlara uygun yeni kabiliyet formülünün hayata geçmesiyle, tüketim kültürü yeniden şekilleniyor. Tüketim tavrı ise siyaseti, özellikle de ilerici siyaseti etkiliyor. Sennett Yeni Kapitalizmin Kültürü'ndeki temel tezini şöyle özetliyor: "Yeni kapitalizmin havarileri... iş, yetenek, tüketim konularını kendi ele alış biçimlerinin, modern topluma daha fazla özgürlük, akıcı bir özgürlük kattığını iddia ediyor. Bu insanlarla aramdaki çekişme onların 'yeni' yorumunun doğru olup olmadığı konusunda değil; kurumlar, beceriler ve tüketim kalıpları gerçekten değişti. Benim iddiam, bu değişimlerin insanları özgürlüğe kavuşturmadığı." Ancak hikâye burada bitmiyor elbette. Bu kitap, keskin gözlem ve analizleriyle, okuru sarsan ve şaşırtan görüşleriyle ayrı bir Sennett klasiği niteliği taşıyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Leopold von Sacher-Masoch – Kürklü Venüs

e-kitap indir
Kürklü Venüs Kitap Kapağı Kürklü Venüs
Leopold von Sacher-Masoch
Ayrıntı Yayınları
176

İnsani varoluşun karanlık taraflarına ışık tutuluyor Kürklü Venüs'te. Daha ilk sayfadan itibaren insanın arzuları ve tutkuları, saldırganlığa olan "içgüdüsel" eğilimleri didik didik ediliyor. Yerleşik değerleri ve anlamları sarsan, sınırları zorlayan kışkırtıcı bir roman Kürklü Venüs. İçinde "sevginin", "merhametin", "şefkatin", "cinselliğin" olduğu "aşk" da siyasal bir egemenlik oyunundan ibaret:

Goethe'nin "Ya çekiç olmalısın ya örs" lafı hiçbir yere kadın erkek ilişkisine uyduğu kadar iyi uymuyor, laf arasında, rüyanda Bayan Venüs de bunu göstermişti sana. Erkeğin ihtirasında kadının gücü saklıdır ve erkek dikkat etmezse kadın bu gücü kullanmasını bilir. Erkeğin bir tiran veya kadının kölesi olmak arasında bir seçim yapmaktan başka şansı yoktur. Kendisini teslim ettiği anda boyunduruk kafasına geçirilmiştir ve kırbacı teninde hissedecektir...

"Aşk" insanın tutkularından, özellikle de egemenlik hırslarından bağımsız bir ruh hali değil; hatta efendi ve köle arasındaki kadim ilişki aşkı da belirleyen bir ilişki…


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Serdar Şekerci – İlk Kitap Sarı

e-kitap indir
İlk Kitap Sarı Kitap Kapağı İlk Kitap Sarı
Serdar Şekerci
Ayrıntı Yayınları
112

İçinde neden yazıldığına dair sırrı -ancak nefesini tutarak okuyanların erebileceği o sırrı- barındıran bir metin İlk Kitap: Sarı.

Ölüme giden son on saniyenin nasıl ölememek kadar uzun sürdüğünü, gelecekte son nefesini verecek Boğaz Köprüsü'nün göz hizasından anlatıyor Serdar Şekerci. Sol bileğindeki ölümsüz dövmesine verev bir jilet atan bir kahraman avucunda sıktığı fotoğrafla Adalar'a doğru denize bırakırken kendini, kelimeler sert bir örsün üzerinde kızarmaya başlıyor ve hepimizi yakacak ateş olan son infilaka kadar sürüyor. "Sarı çamurun ortasında, dipte. Bulutlar birleşiyor gökyüzünde, kaldırıp kafasını bakıyor Sarı. Avuçları yukarı dönük, ellerini iki yanına açıyor. "Yağ," diyor. Balıklar çamurda can çekişiyor. Bir kuyunun dibinde gibi, çamur yavaşça ona akıyor. Ama o olduğu yerde batmadan kalıyor. Bacaklarını yalayıp onun da altına akıyor çamur. Ayakları hiçbir şeye basmıyor. Bu dev çamur vadisinin dibinde parlıyor Sarı."

İlk Kitap: Sarı öyküsü ve anlatımıyla sarsıcı bir roman.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Carlos Fuentes – Doğmamış Kristof

e-kitap indir
Doğmamış Kristof Kitap Kapağı Doğmamış Kristof
Carlos Fuentes
Ayrıntı Yayınları
512

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında roman sanatına kendi damgasını vurmuş sayılı yazarlardan biri olan Fuentes’in, onu “önemli” yazar olmaktan “büyük” yazar olmaya çıkardığı söylenen iki başyapıtından biri olan Doğmamış Kristof’u sunuyoruz sizlere.
Roman 1992’de “ters-ütopik” bir Meksika’da geçiyor. Kuzey Amerika’nın Meksamerika olduğu, ABD’li petrol şirketlerinin güney eyaletlerini ele geçirdiği paramparça olmuş bir Meksika bu. Borç yükü altında ezilen; çevre kirliliğinin öldürücü boyutlara ulaştığı; siyasetçilerin yoksul halkı simgesel eylemler ve yarışmalarla oyalamaya çalıştığı, başarısız kalınca da katliamlara başvurmaktan kaçınmadığı, hepimize tanıdık gelecek bir “tatlı vatan”. Bu yarışmalardan biri de, Kolomb’un Amerika’yı keşfedişinin 500. yıldönümü olan 12 Ekim 1992’de doğacak ve soyadı Kolomb’a (İspanyolca “Palamo”) en çok benzeyen bebeğin 21 yaşında ülkenin yöneticisi olacağını ilan eden yarışmadır. İşte bu yarışmanın ürünü olan, henüz doğmamış Kristof Palomar, romanın anlatıcısıdır. Rahmin içinde her şeyi görür ve anlatır cenin Kristof: “Geçmişi olmayan” ve başının üzerinde bir hale taşıyan annesi Angeles’i, “asi muhafazakâr” babası Angel’i, siyasi ilişkileri sayesinde mülti-milyarder olmuş işadamlarını, ülkeyi yetmiş yıldır yöneten kâbus parti PRI’yı, nefes alınmaz hale gelmiş, çöp ve lağım kuşatması altındaki Mexico City’yi, paranın tatil yeri Acapulco’yu, sokak çocuklarını, yok sayılan Yerlileri, ağzından yeşil salyalar akan polis şefini... görür ve anlatır. Hatta Cervantes, Rabelais, Sterne, Diderot, Gogol ve Dickens’ı anarak romanın soykütüğünü bile çıkarır.

Peki nedir bu romanı başyapıt kılan? Fuentes’in memleketi Meksika’ya duyduğu nefret ve acı yüklü sevginin insanı sersemleten yoğunluğu belki; belki geçmişin ve bugünün mitleri karşısında takındığı büyülenmişlikle karışık eleştirelliğin romanın dokusuna kattığı zenginlik ya da yazarın okura da bulaşan öfke ve enerjisi; ama galiba en önemlisi Fuentes’in dille durmadan oynarken, diğer
postmodern romancıların tersine, sadece haz ve keyif değil; aynı zamanda bir şiddet, bir elektrik de ileten saplantılı oyunculluğu.
“Epeydir şöyle yoğun, çarpıcı, müthiş bir roman çıkmıyor” diyenlere duyurulur.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir