Etiket: Altıkırkbeş Basın Yayın

Korkunç bir savaşın binlerce yıl sonrasında birçok doğa yasası değişmişti, tanrılar ve devler yeryüzü üzerinde yeniden görkemle yürüyor, insan yaşamı üzerine kötü niyetli oyunlarını sergiliyorlardı. Tanrılar gizemli oyunları için Demirci Tanrı Vulcan'ı on iki kılıç yaratmaya ikna ederler. Her kılıç için biraz insan kanı, insan teri, insan korkusu ve bulunabilirse biraz da insan neşesi gerekliydi. Vulcan kılıçları yaptı ve oyun başladı, bunu isteyen tanrılar için küçük bir süprizi de içine katarak.

Elinde sonsuz yaşamı tutan birinin boşluğundan daha büyük ne olabilir?

Eski Dünya'nın unutulmuş teknolojisiyle korunan muazzam bir hazine. Ona ulaşmaya çalışan bir grup umutsuz insan. Ve Tanrıların anlaşılmaz oyunu sürüyor. İnsan kanıyla sulanan Kılıçlar, insanların elinde savrulmaya başladığında Vulcan'ın küçük şakası, korkan Tanrıların üzerine ince bir dehşet perdesi olarak iniyor...
Yaşlı atamın söylediğini hatırlayın: "Zamanı geldiğinde tüm gücünle savaşacaksın. Ya da öleceksin ama ölmek istemeyeceksin."
Ölümsüzlerin öldüğün günü yaşayın.... Tanrılardan birinin ölümüne tanıklık edin... Artık kendinizin Tanrısı olabilirsiniz.
Şimdi kahramanların doğma zamanı.
Mutsuz insanların oyununa katılın...

Tanrıların oyunu beklenmedik yönlere kaymış, Kılıçları toplamaya giden Hermes'in ölümünün ardından her şey karmakarışık olmuştu: Artık insanlar, Tanrıları öldürebiliyorlardı.

Çağlardır gizlenen büyük sır, Dünya'nın hükümdarları olarak insanları gösteriyordu: "Tanrıları yaratanlar insanlardı ve onları rüyalarında yaratmışlardı." İnsanlar farklı rüyalar görmeye başladığında ve oyun son bulduğunda kazanan kim olacaktı?

Kontrol Tanrıların elinden çıktı...
Yanıtsız bırakılan soruyu duyun:
"Öyleyse insanları kim yarattı?"