Alan During – Tüketim Toplumu ve Dünya’nın Geleceği

e-kitap indir
Ne Kadarı Yeterli?: Tüketim Toplumu ve Dünya'nın Geleceği Kitap Kapağı Ne Kadarı Yeterli?: Tüketim Toplumu ve Dünya'nın Geleceği
Alan During
Tema Vakfı Yayınları
179
Tüketim Toplumu ve Dünyanın Geleceği alt başlığını taşıyan kitap, dünya hangi düzeydeki tüketime dayanabilir?, dünyadaki tüm insanların gezegenin doğal sağlığını çöküntüye uğratmaksızın rahatça yaşamaları olası mıdır? sorularına yanıt arıyor.

!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

İsmail Beşikçi – Kürtlerin Mecburi İskanı

e-kitap indir
Kürtlerin Mecburi İskanı Kitap Kapağı Kürtlerin Mecburi İskanı
İsmail Beşikçi
İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları
200

Kürdler için, “Mecburi İskân” kavramı son derece önemlidir ve sıradan değildir. 19. yüzyılda Kürd beylikleri, 20. yüzyılda daha çok ağalar, şeyhler, aşiret reisleri sürgüne gönderildi, “Mecburi İskân”a tabii tutuldu. Direniş gösterip gitmeyenler, katliamlara uğratıldı...

Zira devletin, jenosit politikasının önemli bir ayağını oluşturan “Mecburi İskân” ve sürgün, yerinde yargılı-yargısız infazlar önemli icraatlarından olmuştur. Aynı politika daha önce de; Rum, Ermeni, Süryani, Kürd, Pontus, Êzidî, Alevi vs. Türk ve İslam olmayan tüm halklara tatbik edilmiştir. Nerede ise İstanbul, İzmir, Adana, Aydın, Samsun, Muğla, Balıkesir Trakya vs. önemli merkezlerde, 120-150 yıl önce yaşayan ailelerin çocukları esastan göçertilmiş ve bugün buralarda yaşamaz durumdadırlar. Yaşayanlar ise korkudan kendi kimliklerini terk etmiş, asimile olmuş ve çoğu “Asil Türk”çüler konumuna sokulmuşlardır.

1980’lerde, 1990’larda yaşanan sürgünler çok farklıdır. Artık yoksul köylülere de koruculuk dayatılarak onursuzlaştırma, yerinde yaşama olanaklarını, kaynaklarını ortadan kaldırarak sürgün olmaları sağlanmıştır.

Kürd aydınlarının, Kürdistan’da, kendi toplumu içinde yaşamalarına hayat hakkı tanınmadı. Kürdler ‘kendi topraklarını ülkelerini sevmesin, kendi topraklarından nefret etsin ve yabancılaşsın, Kürd topraklarında, Kürd topluluğu kalmasın, dağılsın, dağıtılsın ve Kürdistan Kürdsüz kalsın’ diye tüm yollar denendi, çok sayıda insan kaçırtıldı ve diğer ülkelere sığınarak mülteci konumunda yaşamak durumunda bırakıldılar.

Bu kitapta amaç, mecburi iskân olgusunun nasıl düşünüldüğü, nasıl gerçekleştirildiği, ne gibi sonuçlar ortaya çıktı gibi konuları irdelemek değildir. Amaç, Cumhuriyetin ilanından sonra, gerçekleşen Kürd direnişleri sırasında yoğun ve yaygın bir şekilde yürürlüğe konan ve uygulanan Kürd sürgünlerinin, Türk Üniversitesi, Türk basını... gibi kurumlar tarafından, nasıl algılandığını ve anlatıldığını kavramaya çalışmaktır.

Kemalist resmi ideolojinin etkisi ile olgulardan çok önemli biri, Kürd ulusu olgusu ısrarla ve bilinçle tahlillerin ve araştırmaların dışında tutulmuştur. Bu, Türkiyede yaşayan herkesi Türk sayan bir anlayıştır.

Kitapta sadece, Mecburi İskân olgusu incelenmiştir.

Bu araştırmada olgulara, bilim yöntemi ile yaklaşmanın nasıl olacağına dair ve cumhuriyet tarihinden seçilmiş bazı olgular üzerinde durulmuştur.

Kritik edilmesi dileğiyle!

İsmail Beşikci’ye saygı, okura dostlukla...


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

İsmail Beşikçi – Devletlerarası Sömürge Kürdistan

e-kitap indir
Devletlerarası Sömürge Kürdistan Kitap Kapağı Devletlerarası Sömürge Kürdistan
İsmail Beşikçi
İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları
264

Kürdistanın ve Kürd ulusunun siyasal statüsü sorunu, Yakın Doğu’nun en önemli sorunudur.

Kürdistan’ın, Kürt ulusunun; beş parçaya bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması, sürekli kendini üreten derinleştiren bir olgudur.

  1. yüzyıl boyunca dayanışma ve ittifak dâhilinde, dünyada anti-Kürd uluslararası nizam oluşturulmuş, Kürd ulusunun varlığı inkâr edilmiştir.

Gelinen aşamada Kürd Sorunu’nu; “etnisite sorunu”, “azınlık sorunu”, “Türkiye’de, Kürdlerin bireysel haklarını elde edeceği demokrasi sorunu!” vs. şeklinde tanımlamak yanlıştır. Somut olgu ile uyuşmayan bu yanlış tanımlama, çözüm sorununa da doğru yaklaşımı, sağlıklı önermeleri yapmayı engellemektedir.

Kürdistan Sorunu, bir ulus ve ülkenin, soykırım hedefinden çıkarılması, sömürge konumundan kurtarılması, parçalanmışlığının telafi edilerek, dünya milletlerinin yaşadığı eşit koşullara erişmesi, özgürleşmesi sorunudur.

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin devamı, Kuvva-i Milliye Teşkilatı’nın takipçisi Kemalist hareket ve resmi ideolojinin, halklara dayattığı “yok sayma ve yok etme” politikası; 20. yüzyıl boyunca devam etmiştir. Ancak 21. yüzyılda bu politikayı sürdürmek mümkün görülmemektedir. Bunda Kürdlerin mücadelesi, dış faktörlerin Kürd mücadelesine sağladığı olanaklar, Yakın Doğu’daki devletlerin kendi aralarındaki ittifaklarının gevşemesi, değişmesi, çekişmesi, çatışması ve ilişkilerinin soğumasının sağladığı avantajlar, Kürdlerin var olan durumu aynı şekilde devam ettirmeye razı gelmemesi, dünyada kazandığı meşruiyet, koşulları Kürdlerin lehine çevirmiştir.

Bu konuların tartışıldığı ‘Devletlerarası Sömürge Kürdistan’ kitabı, 1990 yıllında yayınlandı. Büyük ilgi gördü. Tartışmalarda yeniden göz önünde bulundurmak önemlidir.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

İsmail Beşikçi – Bilim- Resmi İdeoloji Devlet-Demokrasi ve Kürt Sorunu

e-kitap indir
Bilim- Resmi İdeoloji Devlet-Demokrasi ve Kürt Sorunu Kitap Kapağı Bilim- Resmi İdeoloji Devlet-Demokrasi ve Kürt Sorunu
İsmail Beşikçi
İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları
272

Bilimsel yöntem; tarih bilincini olgulardan hareket ederek somut gerçeği esas alır ve tahlil eder. Resmi ideoloji tarihi ve olguları tahrif eder, bilim yöntemi ile olguları tartışanlara cezai yaptırımlar uygular.

Bilimsel düşünce, yaşananları bilimin kavramlarıyla ortaya çıkarmayı esas alır. Bu açıdan; Ermeni, Pontus, Êzdi ve Süryani, Alevi ve Kürd jenosidini, Rum sürgününü, bu halkların variyetinin Türk devlet hazinesine nasıl aktarıldığını özgürce tartışır.

Resmi ideoloji ise olgulardan hareket etmez, inkâr eder, ırkçı şoven Türk görüşünü oluşturmayı hedefler, inandırıcı olamadığı için şiddetle bastırmayı esas alır.

Bilim yönteminde; duygusallık değil gerçekçilik, niyetler değil olgular esastır ve bundan taviz vermez. Resmi ideoloji ise çifte standartlı düşünceler ve davranışlar üretir, duygusal tepkilerin kurumlaşmasına neden olur.

Bilim kuşkucudur, eleştiriye ve gelişmeye açıktır. Resmi ideoloji “mevzuat”lar ile hareket eder, kabulü esas alır, “Türk ulusal duygularının zayıflatılmaması, incitilmemesi ve TC. Devleti’nin ‘itibarı” sloganları uğruna, olgulara erişmeye, eleştirilere, değişime kendini kapatır, şiddetle karşısında durur.

Bilim yöntemi; düşünce, ifade ve akademik tartışmaların özgür bir zeminde gelişmesi ve işlemesine sınırsız açıktır. Bunun için karşısına çıkan resmi ideoloji ile mücadele etmek, düşünce hayatına bilimi egemen kılmak için çaba sarf eder.

Eleştiri kavramının geniş kapsamıyla kullanıldığı açıktır. Siyasal ve toplumsal eleştiriyi kuşkusuz içermektedir. Eleştiri bilimsel düşüncenin vazgeçilmez bir öğesidir. Örneğin, ‘Türkiyede Kürd adıyla bilinen bir ulusun, Kürdçe adıyla bilinen bir dilin olmadığı’, çok uzun yıllar, bilinçle, kararlılıkla ve ısrarla savunulmuştur.

Devlet, resmi ideolojiyi hâkim kılmak üzere; kamu yönetimini, eğitim kurumlarını, sendikalar, siyasal partiler, basın, radyo, TV, sinema, tiyatro gibi kitle haberleşme araçlarını en etkili ve yaygın bir biçimde kullanarak bu düşünceyi yaygınlaştırmaya ve topluma benimsetmeye çalışmaktadır. Devlet, ideolojik baskı araçlarını hep bu yönde kullanır.

Türkiyede resmi ideoloji böylesine kurumlaşmıştır. Bu kurumlaşma bilimin üretilmesinin önündeki en büyük engeldir. Bu engeli aşmanın biricik yolu, bilimin resmi ideolojiyi eleştirebilmesidir.

Resmi ideolojiyi eleştiremediği sürece bilimin gelişmesi ve saygınlık kazanmasının olasılığı yoktur.

Bilim ve resmi ideoloji ilişkisinde görülen sorunlar sadece, Türkiyede karşılaşılan sorunlar değildir. İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Gana, Güney Afrika, Şili... gibi ülkelerde ve Doğu Bloğu ülkelerinde de resmi ideoloji vardır. Bilim-resmi ideoloji ilişkileri, oralarda da sorunludur. Resmi ideoloji oralarda da bilimin serbestçe gelişmesini engellemektedir.

Kürdistan sorunu söz konusu olduğu zaman, mahkemeler bilimsel gerçeği değil, ideolojik gerçeği esas alarak yargılama yaparlar.

Kitabın kritik edilmesi dileğiyle!


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir