Everest Yayınları
386
Türkiye'nin, "batılılaşırken" Avrupa kültüründen ne kadar besleneceği ve Avrupai tarzın gündelik hayata uyarlanmasında sınırın nerede çizilmesi gerektiği, yıllardır tartışılan bir konu. Sanat, ahlak, aile, ticaret gibi konulara getirilen yeni yorumların toplumun tüm kesimlerince aynı şekilde anlaşılması beklenemezdi şüphesiz. Bu nedenle sanatı ahlaksızlıktan, ticareti sadece fırsatçılıktan ibaret sayanlar da oldu. Türk edebiyatının gözüpek yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar, "dürüstlük" kavramını merkeze alıyor. Utanmaz Adam'da., onlarca yıl süren savaşların ardından kendini toparlamaya çalışan Türkiye'de, gayrimeşru yollardan bir hayata tutunma mücadelesi anlatılıyor. "Ahmakları kandırmak, akla karşı işlenmiş bir suçun intikamını almaktır," prensibiyle hareket eden bir üçkâğıt çetesi, vur¬gunculuğun, dolandırıcılığın, ahlaksızlığın her çeşidine başvurup yine de vicdanlarını rahat tutabilmektedirler. Peki, iflah olmaz dolandırıcı Avnussalah'ın tüm bu "utanmazlıklarını" gönül rahatlığıyla kabulleniyor, kabulleniyor olması, başka bir ifadeyle dolandırıcılığa dair yüksek bir felsefe kurmuş olması, onu toplumdaki gizli ahlaksızlardan daha erdemli biri yapar mı.'