Eşsiz bir mizah şaheseri olan Gargantua, roman sanatının doğuşunu müjdeleyen çağın, en önemli kitaplarından biridir. Rabelais'nin bu inanılmaz zenginlikteki yapıtında herşey bir aradadır: Gerçeğe benzerlik, gerçeğe benzemezlik, istiare, yergi, devler ve normal insanlar, küçük öyküler, içedönüşler, gerçek ve düşsel yolculuklar, bilgince tartışmalar...
Rabelais daha kitabın ilk sayfalarında kahramanı Gargantua'yı dünya sahnesine anasının kulağından indirerek, okurla kendisi arasında bir sözleşme yapar: Olağanüstü olaylar söz konusu olsa da, burada anlatılanlar ciddi şeyler değildir, der. "Ciddi olmayan" ile "olağanüstü"nün uzlaştığı bir roman, (bir efsane, bir güldürü ya da bir destan) diyebiliriz Gargantua için.
Rabelais'in sözleriyle:
"Bu kitabı okuyan okur dostlar
Atın içinizden her türlü kuşkuyu
Okurken de irkilmeyin sakın
Ne kötülük var içinde ne muzurluk
Doğrusu güldürmekten başka da
Bir hüner bulamayacaksınız pek
Başka yola gidemiyor gönlüm
Sizleri dertler içinde görürken
Gülen kitap yeğdir ağlayan kitaptan
Gülmektir çünkü insanı insan eden"