Harold Barclay – Efendisiz Halklar Bir Anarşi Antropolojisi

e-kitap indir
Efendisiz Halklar Bir Anarşi Antropolojisi Kitap Kapağı Efendisiz Halklar Bir Anarşi Antropolojisi
Harold Barclay
Sümer Yayıncılık
208

30 yılı aşkın antropoloji öğretme tecrübem sırasında, öğrenciler arasında, hiçbir toplumun yönetimsiz var olamayacağı ve buna bağlı olarak her toplumun bir başının olması gerektiği mitinin çok köklü bir şekilde yerleşmiş olduğunu gördüm. Günümüz öğrencileri kilisenin dininden vazgeçmiş olsalar bile, milliyetçilik ve devletçilik dinlerinden vazgeçmediler. Çağdaş çoğulcu toplumlarda birliğin kaynağı olan, tutkal işlevi gören şey bu ikisidir. Demek ki, tıpkı ortaçağ toplumunun birliği için Tanrı inancının gerekli olması gibi, devletin ve yönetimin gerekliliği miti bu birlik için şart ve belirleyicidir. Barcley bu kitabında Aborijinlerden Pigmelere, Eskimolardan Santallara, Kızılderililerden Berberilere kadar dünyanın dört bir yanından onlarca topluluğu inceliyor; devletsiz bir toplum düşüncesinin ütopyacı bir düş olmadığını tersine insanlığın geçmişini karakterize eden bir sistem olduğunu ortaya koyuyor.

Bu kitabın mühim bir amacı, anarşinin uygulamada nasıl bir şey olduğuna dair fikir vermektir. Bu bağlamda, anarşi içinde düzeni sürdürmenin çeşitli yolları üzerinde düşünmeliyiz. Bu, sonuçta, daha genel bir sorunla, insan toplumunu belirleyen özgürlük ve otorite arasındaki dinamik karşılıklı etkileşim sorunuyla bağlantılıdır. Yine buna bağlı olarak, anarşinin yozlaşarak despotizme dönüştüğü, dönüşebildiği durumları gözlemlemeliyiz; bunun devletin kökenine dair de düşünmemizi gerektiren bir süreç olduğunu görebilmeliyiz. O halde, genel olarak şu soruya yanıt vermeye çalışacağız: Bu anarşik rejimlerden öğrenilecek bir şey var mı? Belki de, nihayetinde, bu kitap anarşist teoriye bir eleştiri getirecek ve buna bağlı olarak, toplumdaki özgürlük sorunlarına dair daha ileri bir kavrayış sunacaktır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Norbert Elias – Zaman Üzerine

e-kitap indir
Zaman Üzerine Kitap Kapağı Zaman Üzerine
Norbert Elias
Ayrıntı Yayınları

Sosyolojik sorunlara felsefi derinlikten bakan ve düşünce gelenekleriyle hesaplaşan bir düzeyden konuşan Elias bu kitabında zaman sorunu üzerine gidiyor.

Varlığını alabildiğine somut bir şey gibi düşündüğümüz, sürekli akan ve akarken bizi de kendi tünelinden geçiren zaman gerçekten öyle somut bir şey mi? Elias zamanın “var olan bir şey” olmadığını, onun bizim toplumsal, tarihsel bir eserimiz olduğunu söylüyor. Peki zaman bizim zihnimizin bir imgesi ise, gerçekteki olaylarla, değişimlerle bağlantısı nedir? Nasıl oluyor da böyle var olmayan bir şey algımızda doğallık, somutluk kazanıyor. Bizi metafiziğin girdaplarına götürecek gibi görünen bu sorular, Elias’ın elinde tümüyle maddi açıklamalar buluyor. Zamanın izini toplumsal ilişkilerde ve tarihsel gelişim içinde süren Elias, basit gibi görünen açıklamalara uzanıyor; basit, ama günümüz toplumunun insanlarının kavramakta zorlandığı sorunlara.

Zaman incelemesi, aynı anda bir uygarlaşma incelemesi. Uygarlaşma süreçlerinin yapısı üzerinde duran ve her uygarlaşma adımının tarihsel bir sürecin kaçınılmaz kısıtlanmalarını da içerdiğini vurgulayan Elias, başka çalışmalarında genelde uygarlaşma hakkında söylediklerini, bu çalışmasında zaman olgusu üzerinden somutlaştırıyor. Bu tür bir incelemeyle modern toplum olmanın anlamı, toplumsal gelişme süreçlerinin karakteri, birey-toplum ilişkilerinin iç içeliği belirginleşiyor... Elias günümüzde tarih incelemelerinin, sosyolojinin ve genel olarak bilimsel disiplinler arasındaki yalıtılmışlığın bütünsel bakışı nasıl kısıtladığını ve naifliğimizi niçin aşılması çok zor bir duruma dönüştürdüğünü zaman sorunu üzerinden sergiliyor. Kitapta zamanın bugünün toplumu açısından yapısal özelliklerini ve geçmiş toplum formasyonlarının “zamansız” yaşamalarının ne demek olduğunu görmekle kalmıyoruz; zaman üzerine düşünmek, kendi algılarımız üzerine düşünmek, uygarlaşma meselesine göreceli bakmak ve bireysel özgürlüğün toplumsal belirlenmişlikten bağımsız düşünülemeyeceğini görmek anlamına da geliyor.
Batılılaşma çabası içinde olan toplumumuzun işinin niçin zor olduğunu bu kitapta yapıldığı biçimiyle zaman incelemesi üzerinde düşünerek biraz daha iyi anlayabiliriz. Zaman kavramının toplumun işleyişiyle ve bireylerin toplumsal rolüyle ilişkisi ortaya çıktıkça, Batı’nın zamanla kurduğu ilişkilerin, bizim gibi yarı feodal kültürel yapısından kurtulamamış bir topluma niçin bire bir aktarılamayacağı da daha iyi anlaşılıyor. Bu sorun, Elias’ın metninde özel bir vurgu taşımasa da bu yöndeki okumalara ve düşüncelere fazlasıyla olanak tanıyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Jean Meslier – Sağduyu

e-kitap indir
Sağduyu: Tanrının İlmihali Kitap Kapağı Sağduyu: Tanrının İlmihali
Jean Meslier
Kaynak Yayınları
349

Bu kitap, Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle, 1928 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları arasında Aklı Selim adıyla yayımlandı ve basımı İstanbul'da, Devlet Matbaası'nda eski harflerle gerçekleştirildi. Genç Cumhuriyet'in Aydınlanma savaşçılarından Dr. Abdullah Cevdet'in bu çevirisi, 1929'da Latin harfleriyle yeniden yayımlandı. Aydınlanma Çağı'nın filozoflarına esin kaynağı olan Jean Meslier bir rahipti. Yani, Fransa'nın Turan Dursun' u…

Tüm dinleri kıyasıya eleştirdi. İnsan düşüncesiyle temas ettiği her noktada dini ideolojiyi yerle bir etti. Elyazmaları, Paris'te gizlice elden ele dolaştırıldı. O günün parasıyla 10 altın Lui'ye kapışıldı. Meslier'nin düşüncelerini yayma mücadelesi verenlerin başında gelen Voltaire, "Hiçbir şey, Meslier'nin kitabından daha etkili olamaz" diyor. Ünlü filozoflardan D'Alambert'in ifadesi ise şöyle: "Dışarıdan az görünen kuvvetiyle bu derece etki yapan yalnızca top barutunu tanıyorum. Jean Meslier'in kitabı top barutuna benziyor." Kaynak Yayınları, okura, döne döne okuyacağı, okurun herkese önereceği bir Aydınlanma İlmihali sunuyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Ayşe Sevim – Feminizm

e-kitap indir
Feminizm Kitap Kapağı Feminizm
Ayşe Sevim
İnsan Yayınları
112

Paleotik ve Neolitik Dönemler

Robert Sözlüğü'nde; Kadınlar toplum içindeki rolünü ve haklarını genişletmeyi öngören bir doktrin olarak tanımlanan feminizmin ortaya çıkışı 18. yy sonlarına rastlar. Latince kadın anlamına gelen femine sözcüğünden türetilen feminizm Fransızca'ya 1837'den sonra, (Feme-Kadın sözcüğünden türetilerek) İngilizce'ye ise 1890'larda womanism (kadıncılık) ismini alarak girmiştir. Feminizmin ne olduğunu anlamak için kadının tarih içindeki serüvenini bilmemiz gerekiyor. Bu tarih serüvenine de var olan tarih biliminin içinden değil, feminizmin ortaya koyduğu yeni tarih biliminden yola çıkmamız gerekli. Çünkü feminizme göre şu anki tarih biliminin öznesinde hep erkek ve erkek eylemleri vardır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir