
Roman , Öykü
İnkılap Yayınları
eKitap Arşivi – Ücretsiz PDF E-Kitap İndir
Yalnızca PDF e-kitapların paylaşıldığı Ücretsiz bir ekitap arşividir.
Satranç sonsuz eski, ama aynı zamanda sonrasız yenidir; kuruluşu mekanik, ancak sadece hayalgücü ile etkilidir; geometrik açıdan sabit bir alanla sınırlı olmakla birlikte kombinasyonlarında sınırsızdır, sürekli kendini geliştiren, ancak yine de verimsiz, hiçbir yere götürmeyen bir düşünme eylemidir; hiçbir şey hesaplamayan bir matematik, esersiz bir sanat, temelsiz bir mimaridir.
Stefan Zweig'ın, 1942 yılında, Hitler iktidarından kaçarak sürgün hayatı yaşadığı Buenos Aires'te yayımladığı Satranç adlı romanı, hem yazarın intiharından önce bıraktığı bir veda mektubu hem de doğrudan Nazizm'i hedef aldığı tek kurmaca eseridir. New York'tan Buenos Aires'e yapılan bir gemi yolculuğunda, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, kendisi için beklenmedik bir rakip olan Dr. B. ile karşılaşır. İsimsiz bir amatör olan bu gizemli rakibin satrançla tanışmasının olağanüstü bir hikâyesi vardır. Bir Nazi kurbanı olan Dr. B., o kara günlerde sadece satranç sayesinde ayakta kalabilmiştir.
Hikâyenin diğer kahramanı Czentovic ise iletişim kurmakta zorlanan, yaşamında satranç dışında hiçbir şey olmayan, kazanmaya kurulu bir saat, soğuk, küstah, kuralcı, yüzeysel, kültürsüz, karacahil bir "dahi"dir. Bu kısa anlatıda, Zweig'ın tüm izleklerini bulmak mümkün: dünün dünyasından bugünün dünyasına geçiş, marazi tutkular, sapkın zekâlar, felaketlerini yaşamları boyunca taşıyan bireyler, fazişm ve kaba şiddet karşısında Avrupa'nın ve dünyanın kaderi…
Amerikalı gazeteci yazar Jack London (1876-1916) aynı zamanda bir denizci, altın arayıcısı ve macera adamıydı. Hayatı gemilerde, barlarda, sokaklarda geçti. Giriştiği kavgalarda yaralandı, serserilikten hapiste yattı. Fabrikalarda ağır işlerde çalıştı. Alkole de düşkündü. Hiçbir zaman bir diploma sahibi olamayan London yerel kütüphanelerde vakit geçirip kendi kendini eğitti (Sonradan çok büyük bir şahsi kütüphaneye sahip olacaktır). Sosyalist ve aktivistti. Çelişkili bir biçimde ırkçılıkla da suçlanmıştı. Popüler dergi yayıncılığının zirveye çıktığı bir dönemde bu dergiler için hikâye yazmaya başladı. Dergi hikâyeciliğinin öncülerinden oldu, bu işten para da kazandı. Çok okunan hikâyelerinde kendi yaşadıklarını ve gözlemlerini anlattı. Bilinen sözlerinden biri de şudur: "Köpeğe verilen bir kemik yardımseverlik değildir. Yardımseverlik, siz de köpek kadar açken onunla paylaşılan kemiktir." Bu kitapta yer alan hikâyeler şunlardır:
*Yaşamak Hırsı (Love of Life) ... Sayfa 3 *Beyaz Issızlık (The White Silence) ... Sayfa 20 *
Meksikalı (The Mexican) ... Sayfa 29 *Ateş Yakmak (To Build a Fire) ... Sayfa 52 *Altın Damarı (All Gold Canyon) ... Sayfa 66 *Yüz Karası (Lost Face) ... Sayfa 83 Londra Hakkında Bilgilerin Bulunduğu bu hikayede konu Bir adam arkadaşı ile altın aramaya gider. Yolda azıkları biter ve bitkin düşerler. Arkadaşı fazla dayanamaz, ölür. Kendi ise yoluna bitkin şekilde devam eder. Yolda onu sınavların en zoru bekliyordur..
Kurt açtır, adam aç.. Aralarında ölüm kalım savaşı başlar. Her ikisi Yaşam Hırsı için mücadele verir.
Hangisi kazanır?
Ege Bölgesi’nin en güzel illerin den birisi olan Aydın, 8007 kilometre karelik bir alanı kapsar ve Denizli, İzmir, Manisa, Muğla İlleriyle komşudur. Batısında Ege Denizi yer alır.
Kent topraklarının bir kısmı, Anadolu’lu Tarihçi Herodot’un "En güzel gökyüzü ve en güzel iklimli yer" olarak tanım ladığı İyoııya’da kalır. Bir kısım toprakları ise Karya ve Lidya’dadır. Aydın’ı yoğun arkeolojik yerleşimlerden dolayı “Uygarlıklar Merkezi” olarak adlandırmak yanlış olmaz. Aydın İli’nde bir çok antik kent ve merkez vardır. Bunlardan kazı ve araştırma yapılan lar ile ziyaret edilerek görülebilenler ve isimleri bilinenler şunlardır: Akharaka, Afrodisias, Alabanda, Alinda, Amyzon, Aninetos, Antiocheia ad Macandrum, Assesos, Didyma, Euhippe, Gerga, Gordio teikhos, Harpasa, Magnosia ad Maeandrum , Mastaura, Melie, Milet, Myus, Naulokhos, Nysa, Orthosia, Panion ion , Piginda, Plarasa, Priene, Pygela, Pyrrha, Tlıebai, Tralles. Özellikle bunlardan Afrodisias, Didyma, Milet ve Prime, Anadolu arkeolojisinde olduğu kadar, Dünya arkeolojisinde de çok önemli bir yere sahiptirler. Aydın’da bu arkeolojik merkezlerden başka gün ışığına çıkmayı bekleyen bir çok yer daha vardır.