ilim insanın yaşama koşullarını değiştirmiştir. Maddî koşulları değiştirmiş ve böylece çalışmamızı ve dinlenmemizi değiştirmiştir, fe r tlerin, insan topluluklarının gücünü ve bu gücün sınırlarını; bilgimizin özünü olduğu kadar ö ğ renmenin yollarını ve araçlarını, doğru ve yanlış diye yargılara vardığım ız koşulları ve biçimleri; değiştirmiştir. Yaşadığım ız, sevdiğimiz, öğrendiğimiz ve içinde hareket ettiğim iz toplumların çehresini değiştirmiştir.
Bilim bize, yaşantımız süresince güçlü ve etkileyici bir evrenin var olduğu duygusunu verm iştir. K ısaca, bilimsel fik irle r insanların kendileri ve evren hakkında sahip oldukları düşünüşleri yenilemiştir.
Bu değişimleri anlatmak kolay değildir.
Yanlışlık yapma fırsatları da gittikçe artmaktadır. Bilimin ve tekniğin yarattığı büyük maddî gelişmelerin sağladığı imkânlar (örneğin makinal arda ya da enerjide, hayatın korunmasında, toplulukların şehirleşmesinde, yeni savaş araçlarında, yeni haberleşme ve haber alma araçlarında) iktisadi siyasetin analizi, tarihin tanınması ve yorumlanması için gerekli malzemenin yalnızca bir kısmını teşkil etmektedir.
Bunlar, insancıl sorunların birbirine karışmış yumağının parçalarıdır ve değerlendirmelerinin de, geçmişe kıyasla, daha kesin ve tam yapılmaları imkânı yoktur.
Bilimsel buluşların, bilim alanına yabancı şeylerin anlaşılması üzerindeki doğrudan doğruya etkilerine gelince ; bunlar da fik irler tarih çisinin önüne yukarıdakine benzer bir mesele koymaktadır.