Felsefe
Birleşik Yayıncılık
120
eKitap Arşivi – Ücretsiz PDF E-Kitap İndir
Yalnızca PDF e-kitapların paylaşıldığı Ücretsiz bir ekitap arşividir.
21. yüzyıla girdiğimiz şu sıralarda, bilim ve felsefe bir yol ayrımına gelmiş görünüyor. Bilim ve teknolojinin 20. yüzyılda kaydettiği eşsiz başarılar bir yandan gezegenimizin karşı karşıya bulunduğu bütün sorunların çözümü için muazzam bir potansiyel sunarken diğer yandan da onun toptan imhası için bir tehdit oluşturuyor. İnsanlığa çok daha sağlıklı bir yaşam olanağı sunan genetikteki çarpıcı gelişmeler, en karanlık ırkçı ve ayrımcı düşüncelere dayanak yapılabilmektedir. Maddenin derinliklerindeki muazzam enerjinin keşfedilmesi de aynı sonucu doğurdu. Bu enerji uygun biçimler altında insanlığa büyük bir refah getirebilecekken, nükleer bombalar ve mevcut nükleer santraller biçiminde bir karabasan olarak karşımıza dikilmiştir.
Öte yandan özellikle teorik fizik ve kozmoloji alanında bir mistisizme kayma eğilimi görüyoruz. Sözde evrenin doğuşunu açıklayan "Büyük Patlama" teorisi gibi teoriler bir Yaratıcının varlığını kanıtlamak için kullanılıyor. Bilim yüzyıllardır ilk kez dinsel gericiliğe inandırıcılık kazandırma işine koşuluyor. Yine de bu, hikayenin yalnızca bir yanı.
Giderek artan sayıda bilimci eski bakış açısından hoşnutsuz hale geliyor. Kaos ve Karmaşıklık teorisinin hızlı yükselişi, son yıllarda bilimdeki en önemli gelişmelerden biridir. Bu yeni eğilimin dile getirdiği materyalizmin teorilerine şaşırtıcı ölçüde benzemektedir.
Bu eserin önemli bir kısmı, Marksist felsefeyle yeni teoriler arasındaki ilişkinin araştırılmasına ayrılmış bulunuyor. Acaba bu karşılaşma bilimin yönteminde yeni ve heyecan verici bir atılıma temel sağlayacak mı?
13 yaşındayken "dünya öğretmeni" seçilen Krishnamurti, hayatını dünyayı dolaşarak, insanlarla, yaşama ve dünyaya dair konuşarak geçirdi. Kendisine mesihlik yakıştırılmış olmasına rağmen bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Onun için, karşılaştığı herkes başlı başına bir "birey"di. Bu nedenle öğretmekten çok paylaşmayı ilke edindi. Yine de dünya üzerindeki milyonlarca kişi ondan çok şey öğrendi.
"Yoksulluk toplumun suçudur, açgözlü ve kurnaz kimselerin diğerlerini sömürüp yükseldikleri bir toplumun kabahatidir yoksulluk. Anlaşılması gereken husus, neden zenginlerin ve yoksulların olduğu değil, başarı hırsıdır. Değişmesi gereken şey, büyük biri olma, başarılı biri olma isteğimizdir... Dünyada büyük biri, başarılı biri olma dürtüsü varlığını koruduğu sürece zenginler ve yoksullar, sömürenler ve sömürülenler de olmaya devam edecektir."
Krishnamurti'yi dinlemek Buda'yı dinlemeye benziyor:
Öylesine güçlü, öylesine insanın içine işliyor ki!
- Aldous Huxley-
Krishnamurti'nin dili yalın, ufuk açıcı ve ilham verici… Gündelik hayatı engelli bir yarış veya bir fare kapanı olmaktan çıkarıp neşeli bir uğraşa dönüştürüyor.
-Henry Miller-
Gramsciyi ön plana çıkaran ise onun hegemonya, tarihsel blok ve praksis felsefesi?ne dair görüşleridir. Gramsci yaklaşımı ile modern kapitalist toplumların ekonomik, siyasal, kültürel ve ideolojik bir çözümlemesini yapmıştır.
Bu çözümlemede bütünsellik içerisinde ele aldığı yaklaşımı ile toplumsal yaşamı sadece belli bir alana (sadece ekonomik sadece siyasal) indirgeyen dışsallaştırmaları eleştirmiştir (Gramsci, 1989: 139; Texier, 1982: 45). Gramscinin siyasal alandaki teorik yaklaşımının amacı, devrimci sürecin gerçekleşmesi için gerekli olan koşulların nasıl temin edileceğidir. Bunun için Gramsci, Marxın toplumsal yapının alt yapı ve üst yapı olarak ikiye ayıran yaklaşımından yola çıkarak kuramını geliştirirken eleştirilerde bulunur.
Gramsciye göre altyapı ve üst yapı birbirinden ayrı düşünülemez. Bunlar bir bütünün iki parçasıdır. Ona göre Marksizmin dogmatik kısmına göre alt yapı her zaman üst yapının belirleyicisidir.