İsmail Beşikçi – Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi

e-kitap indir
Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi Kitap Kapağı Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi
İsmail Beşikçi
İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları
264

Dersim Jenosidi, devletin inkara gücünün yetmediği kadar açık olan bir icraatıdır. Bunun en bariz kanıtı bir bölgeye özgü çıkardıkları ve “Tunceli Kanunu” diye tanımladıkları belgelerdir. Zira buraya özgü çıkarılan kanun, diğer katliamların “Jenosid olmadığı” anlamına gelmez.

Kürdistan’da, diğer tüm direniş alanlarını dağıttıktan sonra, kendilerinin tanımladıkları “Dersim çıbanı söküp atmak” için kanunlar hazırladılar. Özel vali ve müfettişlik tayin ettiler. Kara ve hava harekâtı planladılar. Mecburi iskân, kız çocuklarını zorla ailelerinden alarak hizmetçi yaptılar yada zorla evlendirdiler. Türk yetiştirme yurtlarına yerleştirerek kendilerini, kültürlerini yaşamalarına engel oldular. Kendilerine yabancılaştırmak ve Türklüğe özendirmek için program hazırlayıp uyguladılar Dersim’in 130 bin olan nüfusu 50 bine düşürüldü. Bu nüfusun 50-60 bini toplu katledildi, telef edildi. 20 -30 bin insan sürgüne gönderildi.
Tüm bu plan ve yaşananlara rağmen, olgunun, zamanında bilimin kavramları ile tartışılmaması düşündürücüdür.

İsmail Beşikci’nin bu incelemeyi, 1977 yılında hazırlamış olması, ilk kez “Dersim jenosidi” kavramı ile tanımlaması dikkate değerdir.
“Jenosit/soykırım” kavramının 1990’lardan sonra, Kürd ve Türk çevrelerinde tartışmaya geç dönemde başlaması, tüm sorunları ele almada geciktiğimizi ve devletin resmi ideolojisinin bu boşluğu ve gecikmişliği çok muazzam lehine kullanarak bilgi kirliliği ve yanılsamalar yarattığı, mağdurları bile kendi “portresi” haline getirip, politikasına araç ettiğini gözlemlemekteyiz.

“Tunceli Kanunu (1935)” ve uygulaması, Türk sömürgeciliğinin boyutlarını, cüretini, Kürd ulusuna meydan okumasını göstermesi bakımından da son derece önemli bir olgudur. Öte yandan, “Tunceli Kanunu” ve uygulamalarının, insanlar tarafında nasıl algılandığının ve kavranıldığının araştırılması da önemlidir. Bu konudaki inceleme, Türk üniversitesinin, Türk profesörlerinin, Türk yazarlarının, kısaca Türk düşüncesinin bilimsizliğini, olgulardan kopukluğunu, bilimsel düşünce sürecine darbeler vurmada ne kadar ileri gittiğini, ışıksızlığını, resmi ideoloji karşısındaki dalkavukluğunu göstermesi bakımından ayrıca önemlidir.

Araştırmada, kanunla ilgili meclis görüşmeleri, kanunun gerekçesi verildikten sonra, bu olguya ilişkin olarak, Türk üniversitesinin, profesörlerinin, düşünürlerinin ve yazarlarının, Türk solunun görüşleri, olguyu nasıl algıladıkları ve kavradıkları ele alınıp eleştirilmiştir.

Bu arada, göç ile gelen(alaktonlar), yerel(otokton) halkları yok etmeye koyulduğu ‘Jenosid Havzası’ olan Yakın Doğu coğrafyası, Kürdistan'daki, özel olarak da Dersim'deki jenosid uygulamaları, çeşitli kaynaklardan yararlanılarak sergilemeye çalışılmıştır.

Kritik edilmesi dileğiyle!

İsmail Beşikci’ye saygı, okura dostlukla...


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Sibel Özbudun – Küreselleşme, Kadın ve Yeni – Ataerki

e-kitap indir
Küreselleşme, Kadın ve Yeni - Ataerki Kitap Kapağı Küreselleşme, Kadın ve Yeni - Ataerki
Sibel Özbudun
Ütopya Yayınevi
228

Belki sonda söylenmesi gerekeni başta söylemekte yarar var: bu kitapta yer alan yazılar 'feminist' bir bakış açısıyla kaleme alınmadı. Evet, her biri, kadınları boyundurluk altında tutan binlerce yıllık ataerki ve onun 'postmodern' versiyonu neo liberal ataerkiyle hesaplaşmayı hedefliyor; ama 'feminist' bir perspektiften kalkınmıyorlar.
Bu kitapta yer alan yazılar, sınıf, etnisite / ulus ve / ile toplumsal cinsiyet ilişkilerindeki eşitsizlikler ve hiyerarşik dizilimin ortak bir kaynaktan türediği kavrayışına yaslanıyorlar. Ve bu ortak kaynağı, 'ataerki' olarak saptıyorlar.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Frayliç & Ravlig – Türkmen Aşiretleri

e-kitap indir
Türkmen Aşiretleri Kitap Kapağı Türkmen Aşiretleri
Frayliç & Ravlig
IQ Kültür Sanat Yayıncılık
496

Arap alfabeli Türkçe metinden, Latin esaslı yeni Türk alfabesine aktarılan Türkmen Aşiretleri adlı bu çeviri kitabı, Dr. Frayliç ve Mühendis Ravlig müstear isimleri ile Habil Adem tarafından Osmanlı İmparatorluğunun son günlerine denk gelen, H.1334 (M.1918) tarihinde kaleme alınmış, Aşair ve Muhacirin Müdürüyet-i Umumiyesi tarafından Matbaa-i Orhaniye'de yayımlanmıştır. Eserde Anadolu coğrafyasının muhtelif bölgelerine dağılmış olarak yaşayan Türkmen aşiretleri ile ilgili çok önemli ve belki de bugüne kadar bilinmeyen bilgiler yer almaktadır. Yazar, kitaba konu olan bilgileri, muhtemeldir ki; 1913 yılında Balkan savaşları sonrasında Dahiliye Nezaretine bağlı olarak oluşturulan 'Aşair ve Muhacirin Müdürüyet-i Umumiyesi'nin Türkmenler bölümünde çalıştığı sırada elde etmiş olmalıdır. On bölümden oluşan eserde, teker teker ele alınan Türkmen aşiretlerin, nüfus bilgileri, aşiretlerin kendileri ve diğer aşiretler arasındaki hukuki ilişkileri, göç sahaları ve aile hayatlarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiş, akabinde Türkmen Halkıyatı detaylı örnekleriyle anlatılmıştır. Türkmenlere ait şarkılar, mevsimler (kış, bahar, sonbahar) , kadınlara ve kızlara göre tasnif edilerek, çocuk ninnileri, hikayeleri ve oyunlarının neler olduğu izah edilmiştir. Eserde ayrıca Türkmen aşiretlerinin inançları ele alınmış, kaşık oyunu, zeybek oyunu, gelin oyunu gibi raksları, yerleşik köylülerle evlilik yolu ile akrabalık kurmaları vb. gibi yerleşik hayata uyum sağlamaları ile ekonomik ticari durumları hakkında bilgiler verilmiştir. Belki, bu çalışmanın en ilginç ve en önemli yönlerinden biri de, Türkmen aşiretlerinin iskanları ile ilgili ayrıntılı bilgileri ihtiva etmesidir. Zira yazar, konar göçer olarak yaşayan ve yüzde sekseninden fazlasının kızılbaş olduğunu ileri sürdüğü Türkmen aşiretlerinin iskanı ile ilgili detaylı bilgiler vermiş ve bu iskanın nasıl yapılacağına dair yöntemler ileri sürmüştür. O kadar ki, iskan edilecek Türkmenlere yapılacak olan evlerin mimari özellikleri dahi, bu çalışmada ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

Yerleşik hayata geçmeleri çok uzun zaman alan konar göçer Türkmen aşiretleri ile ilgili Osmanlı imparatorluğunun son senelerinde Dahiliye Nezareti'ne bağlı olarak bir teşkilat kurularak, aşiretlerin iskanı başta olmak üzere, haklarında önemli çalışmaların yapılması ayrıca dikkat çekicidir. İçindeki bilgiler göz önüne alındığında Latin esaslı yeni Türk alfabesine aktarılan bu çalışma Türk aşiretleri ile ilgili çalışma yapan veya ilgi duyanlar için son derece yararlı olacaktır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Hans J. Nissen – Ana Hatlarıyla Mezopotamya

e-kitap indir
Ana Hatlarıyla Mezopotamya Kitap Kapağı Ana Hatlarıyla Mezopotamya
Hans J. Nissen
Arkeoloji ve Sanat Yayınları
254

Günümüz uygarlığı Yakın Doğu'da doğmuş, gelişmiş ve daha sonra diğer bölgeleri de etkisi altına almıştır. Bu nedenle, genel olarak Mezopotamya olarak bilinen, Batı İran ile Akdeniz kıyı şeridi arasında kalan bölge her zaman kültür tarihçilerinin ilgi odağı olmuş. İki yüzyılı aşkın bir süredir bu bölgede arkeologlar binlerce kazı yapmış, görkemli olduğu kadar uygarlık tarihini aydınlatan şaşırtıcı bulguları ortaya çıkartmışlardır. Aynı coğrafyada, her yıl yüzlerce yeni arkeolojik kazı ve araştırma yapılmakta, bilgilerimiz sürekli yenilenmekte, beklenmedik şaşırtıcı bulgular ile sürekli olarak değişmektedir. Bu kitabın yazarı Prof. Dr. Hans Nissen, yarım yüzyıla yakın bir süredir çalışmalarını Yakın Doğu uygarlıkları üzerinde odaklaştırmış olan, ayrıntıları çok iyi bilmesine karşılık, bunları kendi süzgecinden geçirerek bu bölgedeki gelişimin özünü kaybetmeden ortaya koyabilen ender bilim insanlarından biridir.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir