İletişim Yayınları
351
Türk ulusal kimliğine ilişkin hala süregiden tartışmaların kutuplarında iki tasavvur duruyor: Vatandaşlık esasına dayalı anlayış ve etnik-kültürel kimlik esasına dayalı anlayış. Ahmet Yıldız`ın incelemesi, Türkiye`de milli kimliğin inşa sürecinde etnik-kültürel kimlik vurgusunun ve tazyikinin en güçlü olduğu evreyi ele alıyor: 1919-1939 Dönemi.
Milli kimliğin seküler iddiası ile onu zımnen-kısmen açıkça! kısıtlayan dinsel yükümler arasındaki gerilim bu dönemde belirgindir. Fakat asıl belirgin olan, milli kimliğin ve vatandaşlığın etnik yükemleridir. Kitabın önsözünde Ayşe Kadıoğlu`nun belirttiği gibi, bu devrede halk, `hem vatandaş hem Türk olmakla vazifelendirilmiştir`.Etnisizm, müfredatta ve dil-tarih politikalarında, Kürt Meselesi`ne ve gayrimüslüm azınlıklara bakışta, iskan ve tehcir uygulamalarında, asimilasyoncu önlemlerde bütünlüklü ve atak bir tutum olarak kendini gösterir. Ahmet Yıldız, milli kimliğin/vatandaşlığın etno-seküler çerçevesinin alabildiğine daraldığı bu dönemin tarihsel arkaplanını da, Türk milliyetçiliğinin Osmanlı`nın son evresinden Milli Mücadele`nin `zoraki çoğulculuğuna` uzanan oluşum dönemine bakarak inceliyor. Sözkonusu döneme damgasını vuran etnisist milliyetçilik anlayışı, geçici veya tesadüfi midir; yoksa Türkiye`deki resmi milli kimliği alttan alta belirleyen bir sürekliliği var mıdır? Ahmet Yıldız`ın sağlam bir teorik zemine, zengin ayrıntıya, özenli bir dile dayanan kitabı, bu kritik tartışmayı da uyarıyor.