İş Bankası Kültür Yayınları
460
Çağdaş Batı siyaset felsefesinin kurucusu İngiliz düşünür Thomas Hobbes (1588-1679), İspanyol Armadası'nın tehdidinden korkan annesi tarafından erken doğumla dünyaya getirilmesi hakkında şöyle yazacaktır: "Annem öyle bir korkuya kapıldı ki ikiz doğurdu: beni ve benimle birlikte korkuyu." Yetişkinlik dönemi büyük çalkantılara ve korkutucu olaylara denk düşen Hobbes, hayatı boyunca iktidar sahiplerinin hışmına uğramaktan korkmasına karşın bu durum onun yaratıcılığını ve düşündüklerini kaleme almasını engellememiştir. İnsanın da doğadaki diğer nesneler gibi sadece madde ve hareketin kurallarına tabi olduğu, din konusunun ise ancak kişisel inanç meselesi olarak görülebileceği görüşü nedeniyle ateist diye damgalanmaktan korkmuş ancak bu uğurda büyük bir fikir mücadelesine girişmekten geri durmamıştır. Herkesin herkesle çatışmasından ("bellum omnium contra omnes") kaçınmak için herkesin haklarından feragat etmesini ve toplum sözleşmesi çerçevesinde halkın güçlü bir merkezi iktidar, hatta mutlak hükümdar tarafından yönetilmesini öneren büyük eseri Leviathan'ı, hayatından endişe ederek kaçtığı Fransa'da yazmıştır. Demokratik öncüllerden yola çıkıp mutlakıyetçi sonuçlara vardığı için "muhafazakârlığın hizmetinde bir radikal" olarak nitelenmesine neden olan kitap, Fransız Katolik Kilisesi kadar İngiliz Anglikan Kilisesi'nin de büyük tepkisine neden olmuş ve Hobbes, ateizm suçlamasıyla yakılmak istenmiştir. Bu feci olay gerçekleşmese de korktuğu başka bir şey başına gelmiş, kitapları kilisenin yasak yayınlar listesi Index'e dahil edilmiş, kendisi de bazı yazılarını yakmak zorunda kalmıştır. "Hayal gücü, benzer olmayan şeylerde benzerlik görür. Şairin yeteneği bu. Yargı gücüyse benzer olan şeylerde benzersizlik görür. Bilim adamının yeteneği de bu" sözüyle insanın kadim ikilemine kendine yaraşır bir açılım getiren Hobbes, kendi açmazınıysa ömrünün son demine kadar içinde taşımıştır: "Ve ölüm yanıma yaklaşarak dedi ki: 'Sakın korkma'" Hobbes uzmanı A.P. Martinich, bu büyük düşünürün çağının siyasi ve toplumsal olayları içinde nasıl şekillendiğini ve yüzyılları aşarak günümüze nasıl ulaştığını incelerken bir yandan da zamanımızın kültürel, bilimsel, siyasal ve felsefi temellerinin atıldığı bir dönemin nabzını tutuyor.