Bekir S. Gür & Zafer Çelik – YÖK’ün 30 Yılı

e-kitap indir
YÖK'ün 30 Yılı Kitap Kapağı YÖK'ün 30 Yılı
Bekir S. Gür & Zafer Çelik
Seta Yayınları
42

1981 yılında çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu?yla kurulan YÖK?e, yükseköğretimi ulusal düzeyde sevk ve idare sorumluluğu verildi. Çok geniş yetkilerle donatılan ve merkeziyetçi bir sistem getiren YÖK, 12 Eylül döneminin ürünü olması ve üniversite özerkliğini sonlandırması nedenleriyle günümüze değin eleştirildi.
Bekir S. Gür ve Zafer Çelik?in hazırladığı ?YÖK?ün 30 Yılı? adlı raporda, ülke siyasetinin normalleştiği dönemlerde, YÖK?e ilişkin bir normalleşmenin de görüldüğü vurgulanıyor. Bununla birlikte, YÖK?ün baskıcı olduğu dönemlerde, genellikle Cumhurbaşkanı?nın örtülü bir desteği olduğunun, siyaset kurumunun da olanlara göz yumduğunun veya zayıflığından dolayı ses çıkaramadığının altı çiziliyor. Rapora göre,?Türkiye?de üniversiteler, evrensel olarak kendilerinden beklenen, hangi şartlar altında olursa olsun, hak ve hakikati savunma (advocacy) görevini yeterince yerine getirememiştir.? ?YÖK?ün 30 Yılı? adlı SETA raporunda şu sorular öne çıkarılıyor:
- YÖK?ü hazırlayan nedenler nelerdir?
- YÖK ile birlikte yükseköğretim sisteminde ne tür değişiklikler yapılmıştır?
- YÖK kurulduğunda ne tür tartışmalar yaşanmıştır.
- Cumhurbaşkanları ve hükümetlerin değişmesi, YÖK?ü nasıl etkilemiştir?
- YÖK dönemi yükseköğretiminde ne tür gelişmeler yaşanmıştır?
- Özerklik ve YÖK tartışmaları, 30 yıl boyunca nasıl bir evrim geçirmiştir?


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

İsrail Siyasetini Anlama Kılavuzu

e-kitap indir
İsrail Siyasetini Anlama Kılavuzu Kitap Kapağı İsrail Siyasetini Anlama Kılavuzu
Kolektif
Seta Yayınları
199

İsrail, tarihinden siyasi yapısına, dini yapısından bölgesel sorunlardaki merkezi rolüne kadar birçok konu sebebiyle büyük sıklıkla Türkiye’de gündeme gelen bir ülkedir. Kuruluşundan bugüne kadar geçen süre zarfında hem içerde hem de dışarda attığı birçok adım yoğun bir şekilde tartışılmış, izlediği yayılmacı politika, on yıllardır devam ettirdiği işgal, komşularıyla hiçbir zaman kuramadığı komşuluk ilişkileri ve işgal altında tuttuğu Filistinlilere karşı muamelesi sadece Türkiye’de değil dünya genelinde de yakından takip edilmiştir. Bu yakın ilgiye rağmen Türkiye’de İsrail’e ilişkin derinlikli çalışmaların eksikliği de gözden kaçmamaktadır. Bu eksikliğin en büyük sebeplerinden birisi, İsrail’e ilişkin meselelerin yoğun gündemin aceleciliğine kurban edilmesidir. İsrail aldığı tartışmalı kararlar ve askeri operasyonlarla haber konusu olurken bu kararların ve saldırıların siyasi, dini ve sosyal arka planları çoğunlukla es geçilmekte ve İsrail bir sonraki tartışmalı kararına veya saldırısına kadar rafa kaldırılmaktadır. Bu durum “anormal” bir devlet olarak İsrail’i, heterojen bir toplum olarak İsraillileri ve tüm saçaklanmalarıyla İsrail’in dini yapısını hakkıyla analiz etmemizi zorlaştırmaktadır. İsrail anormal bir devlettir. Çünkü doğal yollardan kurulmamış ve kurulduğundan beri bölgenin doğal bir parçası olmak yolunda atması gereken adımları atmamıştır. İsrail’i analiz ederken yapılan en büyük yanlışlardan birisi, İsrail’i Ortadoğu ülkeleriyle aynı metodolojiyle ve ölçütlerle anlama çabasıdır. İsrail kuruluşundan beri fiziken Ortadoğu’nun kalbinde olsa da zihnen bölge dışında yer almış, bu sebepten Ortadoğulu olmakla olmamak arasında ideolojik ve siyasi gelgitler yaşamış bir ülkedir. Vatandaşlarının önemli bir kısmı İsrail’de doğmamış, on yıllardır aliya (İsrail’e göç) merkezli demografik stratejiler izlemiş, konuşulan dillerden ve kullanılan aksanlardan, dini yaşayış ve anlayış şekillerine ve hatta fiziki görünüşlere kadar birçok önemli farklılıkları içerisinde barındıran bir ülke olan İsrail, diğer Ortadoğu ülkelerinin hepsinden farklı dinamiklere sahiptir. Bu sebepten mezkûr dinamikler iyi analiz edilmeden İsrail üzerine yapılacak çalışmalar eksik kalacak ve büyük resmi göstermekten uzak olacaktır.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir