"Şu, bu?tu?n hayata kuvvet veren. Tu?m ormanı kucaklayan, şu arkası karanlık ağaçların yanına, usulca girebilsem. Şu zırva du?nyadan kurtulup, karanlıklara gömu?lu? köyu?n ardındaki ormanların içine... Kuşlar geliyor, 'o du?nyanın en gu?zel ağbisi, işte bak okuttu seni, öğretti sana, soylu bir mesleğin oldu, sakın ağlama!' Başka bir serinliği var ağaçların, çiğ damlaları başka, kurumuş kuş tu?yleri başka, yabancısı olmadığım bir yer. Geniş bir du?zlu?k saklıyor içinde. Orada simsiyah gözlu? yorgun atlar olmalı, çok çalışmışlar, koşmuşlar, kardeşlerini, ailesini utandırmamış, aç koymamış.
Yol uzuyor, meşhur laf, hayat devam ediyor diyor birileri. Arkası karanlık ağaçlarla aramda bir perde, bir cam. O kadar sildim ki bu camı... Bir gu?n ben bile farketmeden, dalgınlıkla kırıverip gidebilmek için; çocukluğumdan beri gölgesi sırtına yerleşmiş arkası karanlık bu ağaçların yanı başına..."